KONU: TAKLİT
(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 18.Aralık.2020 tarihli söyleşiden kesitler)
-Başkaları ne yapıyorsa o davranışın o alanda yapılması gereken midir değil midir, doğrusu mudur, daha iyisi var mıdır; bu konuya kafa yormaktansa başkalarının yaptığının aynısını yapıp risk almaktan güya uzak duruyoruz, tepki çekmekten güya uzak duruyoruz. Böylece ortamdaki baskın renge uymak dediğimiz bir şey ortaya çıkıyor. TAKLİT, kalabalıkların içine dahil olabilme arzusu ve böylece kendi sorumluluğunu kaybetme, mesuliyeti çoğunluğa atma. Peki sen akledemiyor muydun? Doğrusunu yanlışını ayırt etmek sadece senden önce yaşamış olanlara mı nasip edilmişti? Onlar lokomotif sizler de vagon musunuz?
-Taklidi besleyen temel motivasyon sürü psikolojisi, risk almıyor tehlikeye girmiyor. “Şöyle derler böyle derler” korkusu hakim. “Değişimin yükünü biz mi çekeceğiz” diyorlar. Bunu göze almak istemiyorlar. “Biz atalarımıza uyarız.” savunmasına giriyorlar.
-“Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ denildiğinde, “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” dediler. Ya ataları akletmemişse ne olacak?”(Bakara-170)
Ya Rabbi akletme sorumluluğu onlarındı biz sadece uyduk, deyip çıkamazsınız işin içinden. Akletme sorumluluğu her kişinindir!
-Taklit ne kadar kişinin iradesinden vazgeçmesi ise, ne kadar kişiliksiz bir süreç ise; iradesine sahip olmak kişiye şahsiyet kazandırır, Allah azze ve celle katında itibar kazandırır.
-İnsanların çoğu akletmeyen “ortamcı” tiplerdir. Allah azze ve celle insanların çoğunun hevaları ve arzuları sebebiyle doğruyu yanlışı değil ortamı gözettiğini söylüyor.
-Allah’ın bu Kitab’ı alimler öğrensin diye inmedi. Alimler öğrensin diğerleri de alimlere uysun, taklit geçerli diye bir şey yok. Taklit müşrikler için ne kadar geçersiz ise öğrenmeden biz de falancalara uyduk diyen kimseler için de aynı şekilde geçersiz.
“Keşke ben Resul’le birlikte bir yol tutsaydım.” (Furkan-27)
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/live/h9bZ0Fm3iF4?si=UFDvuhXw_amlcJBE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder