25 Ekim 2025

Paha Biçilemez Kazanım


   Allah azze ve cellenin mesajı bizim üzerimizden başkasına taşmaz ise, başkasına ulaşmaz ise kıyamet günü hesap görüldüğünde en bahtsız insanlardan kendimizi sayabiliriz. Bir bakarız ki birinin üzerinden Allah’ın mesajının bir diğerine sıçramasına öyle ödül veriliyor öyle makam veriliyor ki…. 


"Allah’a yemin ederim ki, senin sayende Allah’ın bir tek kişiye hidayet vermesi senin için, kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır.” (Buhari 7/3468, Müslim 2406/34)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

İçimiz Hakikati Bilir

Hepimiz aynı Rabbin kullarıyız. 


Bizler sağlıklı bir hak arayışında olduğumuzda Cenâb-ı Hak o şifayı ve rahmeti üzerimize akıtacaktır. 


Cenâb-ı Hak bütün kullarını esenliğe davet ediyor. Kulları içerisinde bazılarının özel olduğu hep bâtıl dinlerde... Bizim dinimizde hepimiz Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda melekler de peygamberler de dahil saf halinde sıra sırayız. 


“O gün ruh ve melekler saf saf dizilir. Rahmân’ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz. Konuşan da ancak doğru ve uygun olanı söyler.” (Nebe 38)


Allah'ın kulu olması bakımından hiç birimizin farkı yok, hepimiz huzurda el bağlamışız. Allah azze ve cellenin birimize birimizden daha geniş verdiği doğrudur ama bu üstünlüklerimiz değil, sınavımızın bir parçası


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR

23 Ekim 2025

Sevgini Kazanmak İçin Ya Rabbi

   Evladını sever gibi anne babayı sevebilmek, evladını öpüp koklar gibi anne babayı öpüp koklamak, kucaklamak, ihtiyaçlarını gidermek, kişisel bakımlarını yüksünmeden yapabilmek sonra Cenâb-ı Hakk’a dönüp: “Ya Rabbi, biliyorsun ki babama duyduğum sevgi, onunla aramdaki bağlantı bunları yapmaya yetmez. Sen olmasaydın ben onları çoktan huzurevine bırakmış kendi hayatımı yaşıyor olurdum. Bunu sadece Senin sevgini kazanmak için yaptım ya Rabbi!” diyebilmek has kulların işidir. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

21 Ekim 2025

Güzel sözler O’na Ulaşır

   Farz ve nafile bir ibadeti Allah azze ve cellenin emrettiği, elçisinin örneklediği şekilde yaparak beraberinde “Ya Rabbi, bunu ancak Senin için yapıyorum!” dediğimizde o ibadet melekler tarafından itina ile Allah azze ve cellenin katına yükseltilir. 

  “O’na ancak güzel sözler ulaşır. Onları da Allah’a amel-i salih ulaştırır.” (Fâtır,10)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR

20 Ekim 2025

Allah’a (cc) Sığınmalıyız

   Allah’a sığınmalıyız; bizi çekip çevirsin, elimizden tutup kaldırsın, bize nizam intizam versin, bizi zapt etsin. Bize rağmen bizi kontrol etsin. Parazit duygularımıza karşı bizi kuvvetlendirsin. Şeytana karşı bizi muhafaza etsin. Kendi iç duygularımıza karşı bize kararlılık versin. O’na duyduğumuz saygıyı ve sevgiyi hayatımızda yerleşik kılsın..

Şeytanın yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaştırdığı biçare kimselerden olmayı hiç istemeyiz, akledersek hiç istemeyiz.


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR

19 Ekim 2025

Kimin Hatrı Daha Baskın?

   Başkalarının hatrı Cenâb-ı Hakk’ın hatrından daha baskın, daha üstünse Cenâb-ı Hak böylelerine sonsuz bir gelecek vadetmiyor. Rahmetini sonsuz bir şekilde ancak Kendi aşkıyla yanıp tutuşan, O’na duyduğu sevdayı kimle karşı karşıya gelirse gelsin önceleyen kimselere veriyor.. Allah azze ve celle onlar için nasıl bir göz aydınlığı hazırlamıştır hiç kimse bunu hayaline bile düşüremez. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

18 Ekim 2025

Tükettikçe Tükenen Hayat

   Cenâb-ı Hak envai çeşit ayetler, “ibretler” göstererek veya yaşatarak biz kullarına: “Bak gör doğrusu bu!” diyerek hakikate, istikamete, yani hep daha iyiye, daha güzele ve faydalı olana, yani kazanca, selamete, kurtuluşa çağırdığı bu ortamda biz he kısır döngüleri tercih ediyoruz. Çıkışı bulma ümidiyle, bizi oyalayıp duran yollara aynı ümit ve yanılgıyla hiç bıkıp usanmadan giriyoruz. 


  Yüce Yaradan kullarından kolay kolay vazgeçmiyor. Hakikati yok saymamaları için sağlarından sollarından, önlerinden arkalarından belli olaylarla yolun doğrusuna işaret eden tabelalarla, belki de çoğu zaman hayal kırıklıklarıyla Kendisine yönlendiriyor. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 


(Kendini Unutma adlı kitaptan alıntıdır)

Ben Yüzümü O’na Dönüyorum

   Hz  İbrahim aleyhisselâm: “Her şeyi! Gökleri ve yeri her kim yoktan var ettiyse ben yüzümü O’na dönüyorum!”

  Ve biz, Hz. İbrahim aleyhisselâm bunu dediği günden beridir, O’nu hep böyle ifade ediyor, her şeyi Var Eden Yaratıcı’mız olarak hayret ve hayranlıkla O’na tapınıyoruz. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 


(Kendini Unutma adlı kitaptan alıntıdır)

16 Ekim 2025

Çifte Kaybediş

   Bizi ahirete tutunmaktan, hedefe doğru yol almaktan, cennetlere varma heyecanından caydıran dünyanın kendisidir. Dünya sevgisi ölümü göz ardı ettirir. Göz ardı edince sanki hep burada yaşayabiliyorsun… Sanki sadece ölmek isteyenler ölüyor, diğerlerine sanki dünya kalıyor.. Ama Cenâb-ı Hak yoldan çıkanlara burayı bile vermedi. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Genç Müslümana Yol Haritası

-Birinci planda Arapça’yı öğrenmek. 

-Sonra Kur’an-ı Kerîm’i öğrenmek, mümkünse ezberlemek. 

-Bir temel bilim alanında ilerlemek (fizik, kimya, tıp, mühendislikler vb)

-Bir yabancı dil öğrenmek. 

Gençlerimize bunları tavsiye ederim. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Mâide, 3

“Bugün dininizi kemâle erdirdim.” (Mâide Sûresi, 3)


   Gerek vahiy boyutuyla teorik olarak, gerek sünnet boyutuyla uygulama olarak, din mükemmel haliyle tamamlanmış durumdadır. Dolayısıyla içinden herhangi bir şeyin çıkarılması yahut üzerine bir şeylerin eklenmesi kabul edilemez. Mükemmellik tanımı, ne ilaveyi kabul eder ne de eksiltmeyi kabul eder. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

11 Ekim 2025

Muhammed, 19

 “Bil ki, Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur.” (Muhammed Sûresi,19)


Cenâb-ı Hak, “tekrar et” demedi; “Bil” dedi… Çünkü kelime-i tevhid önce ilimle, sonra dil ve kalple yaşanır. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

03 Ekim 2025

İstikamet ve Gazze

   Birilerinin umursamadığı, zalimleri destekleyen ürünleri satın almaktan geri durmadığı ve ‘banane’ diyerek geçiştirdiği şey; aslında zulmün bir parçası olmaktır. Kendi yerinde oturuyor, belki kanı hiç görmüyor ama sıkılan kurşunun parasını ödüyor. Amel defterine ise, tıpkı bir İDF askeri gibi işlenen cinayetlerden payına düşen yazılıyor.


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 


İstikamet ve Gazze başlıklı dersten alıntıdır. 


👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/stuRAKkFb1g?si=h3LHV-R8cIldCq52

Rihle 2025 | 2.Oturum | Konya

Rihle 2025 | Hidayet ve Dalalet Arasında İnsan | 2.Oturum | Konya 


Dersten Kısa Notlar: 


-Hepimiz gerçeği anlayabilecek potansiyele sahibiz; bunun yanısıra o gerçeği ifade edebilecek ve onun arkasında durabilecek bir özgüvenle yaratılmışız. O yüzden insan bulunduğu ortama mahkum değildir. Kur’an-ı Kerîm’e göre insan ancak kendi kazancının sonucuna mahkumdur. Kendi iradesinin sonucuna mahkumdur. Yani insanın akibeti çevresel faktörlerin etkisiyle kararmaz. İnsan karartırsa kendisi karartır, aydınlatırsa kendi aydınlatır. 


“Her nefis kendi kazancına gebedir.” (Müddesir 38)


-Hidayete giden yol ve süreç herkes için adil ve eşit işliyor. 


-Cenâb-ı Hak hidayetin peşine düşmemiş kimselere gerçeğin tanıklığını yaşatmaz. 

Allah azze ve celle diyor ki; “Uğrumuzda çaba gösterenleri yollarımıza ileteceğiz.”(Ankebut 69)


-Kul hidayetine tutunursa Cenâb-ı Hak onun hidayetini artırır, kuvvetini istikametini artırdıkça artırır. Ama hayatta kariyer, itibar ve mevzi kaybedecek diye Cenâb-ı Hakk’tan hep ödün verirse hidayeti karardıkça kararır, Cenâb-ı Hakk’a bağlılıktan düşecek bir konuma gelebilir. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻


https://youtu.be/ugp1xU1kXF0?si=jbdOqxLa42NnN4rH



01 Ekim 2025

Rihle 2025 | 1.Oturum | Konya

Rihle 2025 | Hidayet ve Dalalet Arasında İnsan | 1.Oturum | Konya 


Dersten Kısa Notlar: 


Cenâb-ı Hak dedi ki: “Andolsun ki, Biz size hakkı getirdik” (Zuhruf 78)


Hayatın içinde bilginin ve anlamın garantisi herkese verilmiş. Bazıları zannediyor ki kimi insanlar zeki oldukları için hidayete eriyorlar. Diğerleri zeki olmadıkları için meseleyi anlamıyorlar farkına varamıyorlar, doğal olarak akibetleri kararıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu yaklaşım doğru değil. Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda “Ben mevzuyu anlayamadım” gibi bir durum asla gerçekleşmez. Çünkü Cenâb-ı Hak kulunun anlamasını sağlamayı Kendisi üzerine almış. 


İrade dediğimiz şey hidayet belli olduktan sonra kulun seçimiyle gerçekleşen bir şey. 


Öğrendiklerimizi başkalarına anlatmak zorundayız bundan sorumluyuz. Ama biz anlatmazsak birileri İslam’dan bihaber kalıyor değil ve bilgisizlikten ötürü küfür üzere ölüp cehennemlik oluyor değil. Allah azze ve celle onlara başka vesilelerle ulaşır. Ama insanlar körlüğü hidayete tercih edebilirler. Duydukları halde anlamamış gibi yapabilirler. İnsanların farkına vardıkları halde mevzuyu anlamamış gibi davranmak gibi bir keyfiyetleri var.  Anlam kalpte oluşuyor, dil ile tasdik etmek kişinin iradesine bağlı. Allah’ın (cc) varlığı birliği O’nun tek Sahibimiz olduğu kalpte oluşuyor, kalp böyle bir organ, kul buna donanımlı yaratılmış. İçimizde bu sağlam referans olmasa sahi biz nereye dayanacağız?


“Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad 28) Başka bir şeyle kalbini kandıramazsın. 


İman etmemek kanıt eksikliğinden değil inattan, ısrarla yok saymaktan kaynaklanan bir şey.. 

Allah azze ve celle hiç bir kalbi batılla tatmin olacak şekilde yaratmamıştır. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻


https://youtu.be/iJB3Or_XrTQ?si=hkKl4X1ZYXs6lC72


Savaş Olsa Nasıl Geleceksin?

Eylem oluyor, gelmiyorsun, savaş olsa nasıl geleceksin?


Bugünkü kahve zevkinden ödün vermeyen, yarın cepheye mi gelecek?


Sen bugün namazını kılmıyorsun, yarın cihada mı geleceksin?


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

31 Ağustos 2025

Bize Yolumuzu Göster

   Yaratıcı’dan hidayet beklentisi ile günde beş defa her namazda “Bize yolumuzu göster” diyerek Cenâb-ı Hakk’a dua ediyoruz. Birazdan hayata tekrar döneceğim, önüme onlarca seçenek açılacak. Sen bana yolumu, benden istediğini göster. O seçeneklerden hangisi Seni memnun edecekse onu bana göster. Çünkü ben artık hayatı Senin adına yaşamam gerektiğini ve Seni memnun etmem gerektiğini sezdim. Hayatın Sahibi! Sen! 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

İnsanın Sonsuzluk Beklentisi

   Gerçekler mutluluğumuzu yerle bir ettiği için cehaleti tercih edebiliyoruz çünkü bilincimiz bizi rahatsız ediyor. Dolayısıyla bilinçsiz ama sahte ve geçici de olsa “mutlu” kalmayı tercih ediyoruz. 

   İnsan, yaratılışı gereği içinde sonsuz beklenti barındıran bir varlıktır. Peki dünya gibi sınırlı bir ortamda sonsuz beklentisine cevap bulabilir mi? Sınırlı bir varlıkta sonsuz beklenti karşılanabilir mi? Elbette hayır. 

   Sonsuz beklenti ile dünyaya yönelmek farkındalığımızı yok eder ve pek tabii, geleceğimize dair şuurlu bir bakış açısı geliştiremeyiz. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Tevbe Sûresi - 38

    “Ey iman edenler! Size ne oldu ki, ‘Allah yolunda savaşa çıkın’ dendiğinde olduğunuz yere çakılıp kaldınız. Yoksa âhiretten vazgeçip dünya hayatına mı râzı oldunuz? İyi bilin ki, âhiretin yanında dünya hayatının zevki hiç denecek kadar azdır.”  (Tevbe Sûresi,38)


   İşte bu, yerin çekimi… Bu aşağılık dünyanın bizi aşağıya doğru çekişi. Bunun kütlesel çekimle ilgisi yok; bu gönülsel bir çekimdir. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Günah Nimeti Bozar

    Günah, Allah azze ve cellenin nimetini bozar. Ünsiyet, sevgi ve aşk Allah’ın (cc) nimetidir. Allah (cc) Hz. Adem ile Hz Havva kendisine asi olunca onları hem cennetten mahrum etti, hem de yeryüzüne indirdiğinde birbirinden mahrum etti. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Siyonizm Budur!

   Yahudiler, Allah azze ve cellenin gönderdiği Hz. Musa’nın dinini millileştirip hak olmaktan çıkardılar ve onu dünyayı murad eden bir forma soktular. 


  “Ve andolsun,sen onların yaşamaya, bütün insanlardan hatta Allah’a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister.” (Bakara Sûresi,96) 

   SİYONİZM BUDUR!


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Zulme Karşı Anadolu

   Dünyada zulme karşı en büyük reaksiyonu Anadolu insanı gösteriyor diye nam salmalıydık. Ancak o zaman ecdadının mirasına uygun bir şekilde davranan bir nesil olabilirdik…


   Zalimlere pasif destek verenler aslında zalimlerin tarafındadır. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Şeytan Fitneye Uğratmasın

   “Ey Adem’in çocukları! Şeytan sizi de fitneye uğratmasın; ana babanızı cennetten çıkardığı zamandaki gibi.” (A’raf Sûresi,27)


   Günah çıplaklığa; çıplaklık ise haysiyetsizliğe sebep olur. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Tevekkül Edebilmek

   Tevekkül edebilmek imanı hayata taşıyabilmek demektir. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Yakîn, Bilincin En Üst Düzeyidir

  İnsan at gözlüğü takarak farkındalığı ile mücadele edebilir fakat bundan tümüyle kaçmayı başaramaz. Ebu Cehil buna iyi bir örnektir. Kendisiyle alakalı rivayetlerde: “Evet ben de biliyorum ki Muhammed yalan söylemiyor. Ama ne yaparsa yapsın onu kabul etmeyeceğiz. Biz onlarla ailecek hep yarıştık. Onlar hacılar için kurban kestiler biz de kestik. Onlar ne yaptılarsa biz de yaptık. Şimdi kalkmış diyorlar ki: ‘Bizden bir peygamber var!’ Biz bunu getiremeyeceğimize göre onların üstünlüğünü mü kabul edeceğiz? Hayır! Bunu hiç bir zaman yapmayacağım!” dediği nakledilir. Allah azze ve celle diyor ki: “Kendi içlerinde, kendi nefislerinde bunu yakînen bildikleri halde!…” (Neml,14)

Şu çarpıklığa bakar mısınız?


   Yakîn, bilincin en üst düzeyidir. Ebu Cehil, bilincin en üst düzeyinde gerçeğin farkındalığına ermişken dili ile “Hayır, yalan!” diyordu. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 


(Kendini Unutma adlı kitaptan alıntıdır)

Gerçeğin Yüzü Acıdır

   Gerçeğin acı bir yüzü vardır çünkü “Buyruk Sahibi’ne” karşı olan sorumluluğumuzu hatırlatır. Oysa biz başıboş olduğumuzu ve her istediğimizi yapabildiğimizi “sandığımız” bir kulvarda, “her ne kadar gerçek olmasa da gerçek sandığımız bir kulvarda” kendimizi kandırmayı yeğliyoruz. Öyle de yapsak böyle de yapsak bir Sahibimiz var ve bir gün bizi karşısına alacak. Karşısına aldığında bizi ne bekliyor olacak?


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 


(Kendini Unutma adlı kitaptan alıntıdır)