23 Mayıs 2025

İstidraç Nedir?

   Kişi inatla istikbarla yol alınca bir süre sonra istidraç başlıyor. Allah azze ve cellenin gösterdiği ayetlerine rağmen insanın kendisini deforme etmeyi, hilkatiyle çatışmayı ısrarla seçmesi, bunu sürdürmesi; istidraç.. O kırmızı çizgiyi geçtikleri için Cenâb-ı Hakk’ın sağladığı tüm imkanları tükettikleri için ve belli ki Cenâb-ı Hak onlara daha ne kadar imkan sağlarsa sağlasın asla geri dönmeyeceklerinin anlaşıldığı süreçler bunlar. İstidraç geliyorsa artık o kişiden adam olmayacağının Cenâb-ı Hakk’ın ilminde belli olduğu zamanlar yaklaşmış demektir. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

22 Mayıs 2025

Rahmet Kapısı Açık

   Ne kadar kötü duruma düşersen düş Yaratıcı’ndan ümidini kesme. Çünkü şeytanın asıl altın vuruşunu o zaman yersin. 

   Şeytanın da işi zor. Çünkü ele geçirmek için o kadar vesvese verdiği adamı kaybetmesi bir anlık Rabbine dönmesine bağlı. Bir anlık “Bu günahı artık yapmak istemiyorum” demesine bağlı. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

20 Mayıs 2025

Engel Bilgi Eksikliğinde Değil

   Allah azze ve celleye doğru adım atmamanın önündeki engel görememek değildi, bilgi eksikliği değildi. Dün de değildi, orta çağda da değildi, Hz Nuh’un (as) zamanında da değildi. Adım atmamanın önündeki engel insanın Yaratıcı’yı itiraf etmek hususundaki büyüklenmesi. O’nun (cc) büyüklüğünü dile getirip O’na (cc) saygı duymaktan kaçınması, kendisinin büyüklenmesi. O yüzden Allah azze ve celle hep Hz Adem (as) ile İblis’i anlatır. Söz dinlemeyen İblis niçin Cenâb-ı Hakk’a secde etmedi? Çünkü İblis “Benim Adem’e secde etmem gerekmez. Onu topraktan yarattın beni ateşten” dedi, Cenâb-ı Hakk’a diklendi. 

  Sahibe boyun eğmekten uzak duran kişinin engeli ne geçmişte eksik bilgiydi, ne bugün eksik bilgidir. Dünün kafirleri de bilgi eksikliğinden kafir kalmadılar; bugünküler de bilgi çokluğundan gördüğünüz gibi Mü’min olmuyorlar!


  ‘Hani, meleklere, “Âdem’e secde edin” demiştik. İblîs’in dışında hepsi secde ettiler. İblîs, “Ben, çamurdan yarattığın kimseye secde eder miyim!” dedi. Ve ekledi: “Şu benden üstün kıldığına bak! Yemin ederim ki eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, az bir kısmı dışında, onun neslini peşime takacağım!”’ (İsra Sûresi-61,62)


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

19 Mayıs 2025

Asla Ümitsiz Olma!

   Allah azze ve celle hiç bir kulunu baştan cehennemlik ederek, rahmetinden kovarak yaratmamıştır. Bunların en kötüsü Firavun. Firavun’a Hz Musa’yı gönderirken bile dedi ki “Yumuşak söyle. Belki öğüt alır veya çekinir.” (Tâ-Hâ Sûresi,44)

   Dolayısıyla Allah azze ve cellenin rahmetinin bize artık ulaşmadığı, bizim artık yüzümüzün kalmadığı yerde şeytan bize altın vuruşuna hazırlanıyor demektir. Buna asla evet dememeliyiz. Rabbimizin rahmetinden asla ümit kesmemeliyiz. Cenâb-ı Hak bunu bize böyle emretti ve dedi ki: “Allah’ın rahmetinden ancak kafirler ümidini keser. (Yusuf Sûresi, 87)


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

18 Mayıs 2025

Kötülük Tahakkuk Etmeli Ki..

    “Bunca zülmü yapan zalimin bunları yapabildiği yerde herhalde sistemsel üst bir Kudret ya yok, ya da varsa iyi değil, bu zulümlere rıza gösteriyor” demeye vardıran bir şeytani vehim dünyada kendisine şu anda alan açmaya, zihinleri meşgul etmeye ve insanları Yaradan’a asi olup, baş kaldırıp hatta O’nu (cc) yok sayıp buradan çifte kazanç sağlamaya çalışıyor. Allah (cc) olsaydı bu mezalimi yapamazdı demeye bir propaganda vesilesi yapmaya çalışıyor. 

   Bu dünya iyilerin iyi olabildiklerini dışa vurdukları bir yer. Ama kötülerin de ne denli kötü olabildiklerini dışa vurabildikleri bir yer… Kötüler kötülüklerinde varmak istedikleri yere kadar gidebilecekler. Kötülük tahakkuk etmeli ki cürüm istihkak edilmiş hak edilmiş olsun. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

Doğruda Sabır, Sözde Sınav

   Bazen şahsımıza değil de savunduğumuz fikirlere karşı aleyhte, zıt, onları karalayıp boşa çıkarmaya çalışan iftiralar ve menfi düşünceler karşısında feverana kapılıyoruz. Allah azze ve celle Hakk’ın Sahibiyken Hakk’ın Kendisiyken O (cc) insanlara hürriyetini tastamam bu ortamda yaşatıyorsa, bizler Allah azze ve cellenin sadece bir kuluyuz ve o Hakk’ı sadece başkalarıyla paylaşan ve kendi dairemizde sorumlulukla yaşayan birer varlığız. Hakk’ı ifade eder, başkalarına paylaşır, bundan ötesine elimiz varmaz. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

17 Mayıs 2025

Önce Kendinizi Kurtarın

   Gençler diyorlar ki; “Sen sanki cennete gidiyormuşsun da ben gelemiyormuşum” gibi bir dil kullanıyorsunuz.. Haklılar.. Gençlerimize karşı böyle bir dil kullanamak ne kadar doğru? Cenâb-ı Hak önce kendinizi kurtarın diyor: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlardan olan ateşten koruyun.” (Tahrim Suresi,6)


  Belki biz kendi kaygımızı sahici yaşasak çocuklar bize bakarak daha çok şey öğrenecek: “Bu cehennem nasıl bir yer ki ben doğdum doğalı babam bunun kaygısıyla yaşıyor. Ya ceheneme gidersem diye ödü patlıyor haramdan uzak duruyor. Ya cennete gidemezsem diye malından infak ediyor. Bize bırakacağı maldan nicesini infak etti öteye yatırım olarak yaşıyor.”

   Biz böyle değiliz ki.. Biz kuru bir gençlik güzellemesi yapıyoruz. Kendimizi kurtarmışcasına onları da bize benzetmenin yaklaşımını sergiliyoruz. Bu da onların nazarında hoş karşılanmıyor. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

 

16 Mayıs 2025

Geçici Olan Dünya Aldatır

   Mutluluk Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği kadar ve O’nun elinde olan bir şeydir. İç sistemlerimizi yaratan yüce Sahibimiz nerede nasıl bir haz uyanacak, nasıl etkileşecek hepsini O kurmuş, dolayısıyla ayar mekanizması da O’nun elinde. 

   “İyi bir üniversite okuyacağım, iyi bir mesleğim olacak, arabanın en iyisine bineceğim o arabayla en iyi tatili yapacağım, zaten evliliğim çocuklarım da çok iyi olacak, mutluluğu söke söke almak üzereyim” düşünceleriyle bir yola giriyorsun. Ama o elde etmek istediğin şeyleri hem elde etmen garanti değil, hem de elde ettiğinde o düşündüğün hazza, mutluluğa, sonuçlara yol açması garanti değil. O aradaki ilişki doğrusal değil yani..

   Hayattaki en büyük illüzyon, en büyük yanılgı imkanlar ile mutluluklar arasında bir doğrusal ilişki olduğunu sanmak. İmkanları, bizde mutluluğa, güven haline, huzura açacağı düşüncesiyle kovalıyoruz. Daha fazla nakit para daha fazla mutluluk diye bu ilişkiyi mutlak zannediyoruz. Cenâb-ı Hak da yok diyor o öyle değil, Biz içeriden durumu değiştiriyoruz, iç ayarlara müdahale ediyoruz dışarıdan yediğinden haz almıyor. 


  Onların malları ve evlâtları seni imrendirmesin; çünkü Allah onlara dünyada bütün bunlarla eziyet vermeyi ve canlarının da inkârcı olarak çıkmasını murat ediyor.” (Tövbe Sûresi,85) 


    Her şeyin yönetimini bizi Var Eden Allah azze ve cellenin elinde. Bunun bilincinde olmaz isek o zaman varlıklı koşullar mutluluklara yol açar yanılgısına gireriz. Bunun tam tersi de yanılgıdır; yoksunluk da imkansızlık da huzursuzluk ve acı verir gibi sanırız. Halbuki o kısmı da öyle değildir. 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

15 Mayıs 2025

Başka Kapılarda Kölesin

    İnsanların çoğu çıkarı karşılığında kendisini satar. Ama kişi kendini Allah azze ve celleye satarsa Cenâb-ı Hak ona özgürlüğünü bahşeder. Cenâb-ı Hak ebedi bir eman veriyor. 

   Allah azze ve celleden gayrı kendinize kime satarsanız özgürleşemezsiniz. Onlar satın alır, süründürürler.. Zaten etrafımızdaki herkes bizi kurban almak isteyen kimseler gibidir hele ki Cenâb-ı Hak ile olan münasebetimize kadar uzanıyorlarsa… 


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR 

14 Mayıs 2025

Ki Hak Ettikleri Açığa Çıksın

    Dünya, kötü olmak isteyenlerin olanca kötü olabilmelerine imkan sağlaması gereken bir yer olmalı. Çünkü kişinin içindeki kötülüğe imkan verecek ki yoklansın.. Eğer kötülüğün önü limite edilecek olsa iyilik mecburi istikamete dönüşür. Cenâb-ı Hak kötülüğe giden bütün mecraları kapatmış olsa hiç kötülük yapılamaz ve insan kötülük yapmak istese bile mecbur iyi kalır. Bu doğal ve serbest bir yoklanma ortamı değildir. 


   Sen Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma, onlara süre veriyor imkan tanıyor (Alıntı: İbrahim Sûresi 42) Ama bu imkanın önü ecel ile kapalı…


Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR