01 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-11

KONU: BAĞLANTI


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 3.Ocak.2020 tarihli söyleşiden kesitler) 

 

-Cenâb-ı Hâk,bizim O’nu tanımamıza, gönüllü bir saygı duyarak O’nu hoşnut etmemize kıymet veriyor. Dikkat edin buna ihtiyaç duyuyor demiyoruz; bunu kıymetlendiriyor. Yani Cenâb-ı Hâk kulunun hiç bir baskı,cebir,zorlama olmaksızın sırf kendisi istediğinden ve hatta bazı zorlukları da göze alarak kendisine karşı saygılı olmasına kıymet veriyor. Önce tanımak, sonra sevmek sonra saygı duymak. Bu üç aşamayı da aynı organımızla yapıyoruz; akleden kalbimizle! 


-İnsanın yaratılışında bağ kurma potansiyeli var. İnsanlara, eşyaya, yemeye,içmeye, vatana, yuvaya ihtiyaç duyuyoruz. Dolayısıyla bağlantı kurmak zorundayız. Nihai amaç ise Rabbimizi tanıyıp Rabbimizle bağ kurmak. 

Bu süreçte düşe kalka yol alıyoruz. Yanlış bağlantılar boşluk oluşturuyor. Allah’tan gayrı kimi severseniz sevin sonu iyi olmuyor. Yani hep bir zararını görüyorsunuz. Daha çok sevince, daha çok zararını görüyorsunuz. Cenâb-ı Hâk bunu böyle takdir etmiş. Bir tek Allah’ın sevgisi müstesna, O’nu ne kadar çok severseniz sevin bir zararını görmüyorsunuz. 

“İman edenlerin Allah’a karşı sevgileri her şeyden daha şiddetlidir.” (Bakara Sûresi-165)

Cenâb-ı Hâk sevginin en şiddetlisini kendisine işaretlemiş. Bu en şiddetli sevgiyi ancak iman edenler bana karşı yaşayabilirler, diyor Allah azze ve celle. Yani başka şeylere karşı yaşadığımız sevgi hiç bir zaman bu şiddette olamaz. 


-İnsan kalbi en çok beğendiği ve eline geçtiği taktirde kesinlikle o günden sonra hep mutlu olacağını iddia ettiği beklentilerine kavuştuğunda bile; bir zaman sonra işlerin istediği gibi gitmediğiyle karşılaşacaktır. Bu Cenâb-ı Hâkk’ın sünneti. Yani Allah azze ve celle şöyle bir ilke kurmuş hayatta; siz başka bir şeyle bağlantıya girince, sizin o beğendiğiniz yanının bir süre sonra o düzeyde beğenilir olmadığını ve kalbinizin beklediği şeyi karşılamadığını size yaşatıyor. Dolayısıyla bağlantıyı koparıyorsunuz. Tabi bin bir türlü bahane buluyorsunuz, diyemezsiniz ki burası artık beni mutlu etmiyor. “Yıldızlarımız barışmadı” diyorlar mesela. Yıldızlar nerede sen neredesin, yani yıldızları bari suçlama :) Alakasız varlıklara buradan suç atıyor, neden? Dönüp hesap soramayacaklar diye mi? Halbuki yaşadığı hadise Cenâb-ı Hâkk’ın koyduğu bir sünnet. Allah bizim kalbimizi ancak kendisiyle bağlantı kurar isek mutlu olabilecek bir standartta yaratmış. Dolayısıyla O’ndan gayrısı yok! 

“Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad Sûresi-26)

Allah’ın zikri; yani Allah’ı hatırlatan her şey! Başka türlüsüyle mutmain olmayo aklınızdan bile geçirmeyin. 


-Yaradan, hayatımızın içindeki davranışlarımızla adam seçiyor. Gün içinde kişi düzgün davrandığında Cenâb-ı Hâk onda kendisine karşı sevgi oluşturuyor. Ama örneğin komşunuza, müşterinize zulmettiniz, bu sizin kalbinize yansıyor, hidayetinizi tıkıyor, daraltıyor. Durumumuza göre sonuçlar alıyoruz. Her yaptığımız yanlış iş kalpte kir bırakıyor ve o kirli kalple gidip yanlış bağlantılar kuruyoruz. Kalbin ayarı bozulunca saçmasapan bağlantılar kurar. 

Biz ne yöne istikamet çiziyorsak, o istikamet önümüze açılıyor. 

Cenâb-ı Hâk adam seçiyor dediğim böyle bir şey.

Kirli kalple akletmekten çıkınca batıla heves edersiniz, batıl size güzel görünmeye başlar, kalbiniz bunun arzusu ve tutkusuna sarılır. 



..O zaman yegane bir bağlantı var! 


——————————————————


“Ya Rabbi beni benden al!

Benim irademe dokun Sana yalvarıyorum. Ya Rabbi tembellikten sana sığınıyorum. Sana olan süreçlere karşı duyduğum ilgisizlikten, gönüllü olarak Sana hareket edememekten, takılmaktan sana sığınıyorum. Ne olur beni benden al! Cesaretlendir, yüreklendir. Bana ne olur güç,kuvvet ver.”



https://youtu.be/uqU3vdsbvPk

Hiç yorum yok: