01 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-23

 KONU: SABIR

(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 10.Nisan.2020 tarihli söyleşiden kesitler)


-SABIR Allah azze ve cellenin Kur’an-ı Kerîm’de sıklıkla bahsettiği önemli bir kavram. Cenâb-ı Hâkk’ın muazzam kazanım dediği yolculukta sabır nasıl olmasın ki.. O’nun vadettiğini elde edebilmek kesinlikle sabra bağlıdır. 


-Dünyalık işlere gösterdiğimiz sabrın, metanetin, kararlılığın, direncin daha fazlasını uhrevi süreçte yani sonsuz saadeti kazanmak için göze almalıyız. 

“İman edip iyi işler yapanlar için Allah’ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.” (Kasas Sûresi-80)


-“Sabrettiğiniz için size selam olsun.. Dünya hayatının sonrasında bu sonuç ne kadar güzel bir sonuç”

(Ra’d Sûresi-24,24)

Sabredeceksin! Eğer sabretmez isen güzel sonucu elde edemezsin. 


-Resûlullah (sav) yoğun şekilde sabırla sınanıyor. Kur’an-ı Kerîm’de nice ayet doğrudan Hz.Peygamber’i (sav) hedef alıp, onu sabra davet eder. Neye karşı? Aşağılanmaya karşı, dışlanmaya karşı, eziyetlere işkencelere karşı, ötekileştirilmeye karşı, tahkir edilmeye karşı.. SABIR kişinin kararlılık testidir. İddiasının arkasında ne denli durduğunu ancak sabırla görebiliriz. Sabır, sürece inancın adıdır. Hayatımızda sabrı baştan satın almalıyız. 


-“Sabdedenleri müjdele!”

(Bakara Sûresi-155)

Kişi sabrederken çaresiz bir bekleyişte değildir. Böyle çaresiz bir bekleyiş hiç bir zaman sabır olmamıştır. Alternatiflere sapmayıp doğru istikamet üzere, ideali ve amacı üzere özellikle ve bilerek devam etmenin adı sabırdır. Dolayısıyla sabır bir tercihtir; bir çaresizlik asla değildir! 


-Sabır, çarpmanın etkisinin ilk yaşandığı andaki sabırdır! Sabrı o anda yaşarsın. Çünkü devam eden zamanlarda sabır bir tercih değil artık kendiliğinden gelişen bir şeydir. O ilk anda Cenâb-ı Hâkk’ın hükmüne karşı kötü bir söz kullanmamak için isyan etmemek üzere kendini zaptedebilmek bir tercihtir. 


-Önümüze çıkan zorluklar tesadüfen çıkmaz. Tam da sabrı yoklamak üzere bilinçli olarak çıkarılmış zorluklardır. Zorlansın ve sabır göstererek burayı aşsın diye.. Ama şunu ilkesel olarak biliyoruz, sabır göstermemiz gereken hiç bir zorluk takati aşacak düzeyde değildir. Bu Cenâb-ı Hâkk’ın garantisinde olan bir şeydir. Şeytan şöyle bir vehimle bize “ne yapalım yani insanın tahammül edebileceği türden bir şey değil” dedirtebilir. Bu iddiayı Cenâb-ı Hâkk’ın karşı iddiasıyla çürütürüz: “Allah kimseye kapasitesinin dışında bir şey yüklemez.” (Bakara Sûresi-286)


-Sabra tutunan kişi sıkıntı önüne geldiği anda bilinç olarak öyle bir hazırlıklıdır ki bunu yadsımaz. “Nereden çıktı bu?” demez, sıkıntıyı isyan ile püskürtmez. “Böyle bir şey beklemiyordum” demez. Akleden kimse, öncesinde durumu satın aldığından “Şuanda sabırla yoklanıyorum, o zaman olağanüstü bir durum yok, olması gereken de buydu. Şuan dişimi sıkmak zorundayım, sabrım yoklanıyor” der. Kişi, bunun bilinçli yaşatıldığını ve tam da o esnada sabretmek üzere İlahi süreçte Cenâb-ı Hâkk’ın gözünün önünde olduğunu ve en önemli aşamada olduğunu bilirse sabrı da Cenâb-ı Hâk ona kolaylaştırır. 

“Sabret. Sen şuanda gözümüzün önündesin” (Tûr Sûresi-48)


-Kimler sabredemezler; sabretmeyi göze alamayanlar.. “Allah azze ve celle uğruna ne pahasına olursa olsun dişimi sıkacağım ve sabredeceğim” diyemeyenler.. “Ne kadar sıkılırsam, zorlanırsam zorlanayım ben Rabbim için bunu başaracağım” diyemeyenler.. 


-Kişi azmedince, “Rabbim uğruna elbette dişimi sıkacağım” dedikçe, sıkıntının dozu artsa bile mukavemet de artıyor. Allah azze ve celle artırıyor. 


-Namaz bizim sabrımızın da beslendiği bir ibadet. Sabır ve salat kişinin iradesini sağlayan önemli iki kaynak. Dolayısıyla Cenâb-ı Hâkk’tan sabrı isterken, sabrımızı besleyen hususları da takip edeceğiz. İbadet hususunda sabırlı olacağız. Biz zaman sonra Cenâb-ı Hâk o zorluğu kaldırmasa bile sabrını verir ve sabır olunca zor hissetmezsiniz. Cenâb-ı Hâk kapasiteyi artırır. Bir zaman sonra daha iyi dönemler gelir: “İmanı Cenâb-ı Hâk size sevdirir. Ve kalplerinize onu süsler.”

(Hucurat Sûresi-7)

Bu sefer bağımlılık başlar. Tutkun hale gelir kişi. Bırak zorluğunu, zevk tat keyif almaya ve onsuz yapamamaya başlar. Demek ki süreç hep başladığı gibi gitmez. İlk anlarda sabra çok ciddi ihtiyaç var. Cenâb-ı Hâk göze almış olanlara sabrı en âlâ düzeyde yaşatır. Sen sanırsın ki adam ne korkunç dişini sıkıyor, halbuki bütün espri göze almışlığındadır! 


-“Ya Rabbi böylesi zor bir durumla beni karşı karşıya getirme. Getirmediğin her güne şükrediyorum. Getirecek olursan da sabrımı şimdiden Sen’den istiyorum. İnşaallah sabredeceğim. Sana sığınırım.Sana karşı sabırsız davranıp isyan edecek bir duruma beni koyma. Ben hiç Sana asi olmayı göze alamam böyle bir durumda kalkmaktan sana sığınırım”

Henüz yaşamadığınız bir olay öncesinde o olay için şimdiden Cenâb-ı Hâkk’a sabır duası yapıyorsunuz. Bu akleden insanın işi. Başka insana Cenâb-ı Hâk bunu nasip etmez. Akleden insan bu düzeyde önden tedbirli olur. Ve inanın bu düzeyde hazırlıklı olanlar muhtemelen zaten böyle bir şey yaşamazlar. Yaşatılmazlar. Çünkü zaten bunu önden göze almış. Asıl göze alamayacak türde olan kimselerin bu tür sıkıntılarla karşılaşması ve zaafiyetlerinin dışa vurması..


-Tövbeyi de nasuh hale sabır ile getirebiliriz. Niyetimizi alarak, bir daha yapmamak üzere, sabrederek..


-Cenâb-ı Hâk Hz.Peygamber’den (sav) sabrı çok istedi. Kötü bir şey olaydı Resul’üne  hiç bu kadar yoğun yaşatır mıydı bunu? Eğer sabırdan nasibimiz artıyorsa o zaman Cenâb-ı Hâk katında da değerimizin artmasına yorabiliriz. 


-Cenâb-ı Hâkk’ın “kötülüğe karşı iyilikle karşılık ver” emrini kim başarabilir? Bunu ancak sabredenler başarabilir. Soran olursa Allah azze ve cellenin hatrı için yaptık biz bunu.. Başka hiç bir şeyin hatrı o sabır dediğimiz olağanüstü stresli ve yorucu,zorlu şeyi kaldırmamızı sağlayamaz ve hatta değmez. O yüzden Cenâb-ı Hâk buyurdu ki:

“Sen sabret. Sabır göstermen de ancak Allah ile olabilir.” 

(Nahl Sûresi-127)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/yk6h_fPnakA?si=ReK0AbIaSxTzDTDF

Hiç yorum yok: