03 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-29


KONU: ÖZGÜRLÜK 


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 22.Mayıs.2020 tarihli söyleşiden kesitler) 


-Hem zaman hem mekan bakımından sınırlı ve kayıtlı bir alanda yaratılmışız. Böyle bir parantez içerisinde özgürlüğü konuşmak istiyoruz. 

Cenâb-ı Hâkk’ı denklem dışı tutan seküler bakış açısında bile özgürlük tanımı sınırsız ve kayıtsız değildir. 


-Yüce Yaratıcı’nın varlığını kabul edip etmemek bir özgürlük konusudur. Allah azze ve celle Kendisi’ni insanın kabulüne yahut reddine açmış durumdadır. O yüzden buyuruyor ki:

“Dileyen iman etsin,dileyen de küfretsin” (Kehf Sûresi - 29)

Yani dileyen yok sayıp görmezden gelsin. Tabi ayetteki ifadenin seçimi özenli. “Reddetsin” demiyor. Burada en fazla “üstünü örtüyorsunuz” yani içinizdeki karşılığı hala duruyor. (küfür=üstünü örtmek) 


-Yüce Yaradan biz kulların hayranlığına sunmak üzere ilmini yansıtmış, kudretini işlemiş. Böylece biz inceledikçe şapka çıkarıyoruz. Böyle muazzam sistemlerin içerisinde Var Eden Kudret bize küfretme seçeneği sunmuş. Bu bir özgürlük mü? Evet kayıtlı bir özgürlük. Özgürlüğü kayıtsız kullandığınızda “mutlak” oluyor. Hayatta hiç bir zaman mutlak bir özgürlük olmadı; bir gezegene bağımlıyız ve hayatımızın bir başı ve sonu var. 


-Sınırlı bir alanda sağlanmış bir özgürlüğe sorumluluk eşlik eder ve en önemlisi bu özgürlüğü kendimize biz sağlamadık. Varoluşumuz Var Edici’nin eseri olduğundan o zaman süreci O yönetiyor demektir. Eğer makro boyutu itibariyle bunları düşünmez isek o zaman doğum ve ölüm sürecini karartıp, hayatı uçsuz bucaksız olarak algılarız. Sanki her istediğimizi yapacakmışcasına şeytanın ardına düşebiliriz. İşte insanların tarih boyunca Cenâb-ı Hâkk’a karşı büyüklenme sevdasıyla dinlenerek aradıkları özgürlük aşkında teorik olarak hiç “olmayan bir özgürlüktü.”


-Biz Var Edici Kudret’in eseriyiz. Ve o Kudret kendi kodlamasını yapmış. Bize tercih alanı açtığı doğru, ama bu tercih alanı içerisinde bize sağdan, soldan, önden, arkadan sürekli belli mesajları ve belli iletişimleri sağlıyor. 


-Raslantısal kör bir süreçteki oluşum sahipsizdir. O zaman ben buranın her şeyiyim ben burada istediğimi yapabilirim. Verilen mesaj bu; sürecin bir yöneticisi yok, burada artık keyfine bakabilirsin! 

  Dolayısıyla özgürlük fikrinin hem insan psikolojisi açısından hem de onun felsefesi açısından nasıl ve niye ateizme evrildiğini, niye dinden uzaklaşıp materyalist bir düşünceye darwinist bir varoluş düşüncesine evrildiğini kolayca kestirebilirsiniz. Çünkü Sahip varsa o zaman özgürlük yok demektir. Sorumsuz,başıboş değiliz demektir. Evrim inandırıcı mı? Çokları “inandırıcı” diyor. Yaradan diyor ki; hayır onlar açısından inandırıcı değil. Sadece öyle inanmak istedikleri için kör ve tesadüfe bağlı oluştuklarını kabullenmek istiyorlar. Çünkü bu onlara özgürlük sağlıyor. Allah azze ve celle diyor ki; aklederseniz kendi varlığınız, yeryüzünün, gökyüzünün ve maddenin varlığı ve her şey.. Benim muazzam ilmimin ve irademin neticesinde oluştuğunu kolaylıkla kestireceğiniz bir hayatın içerisindesiniz. Sadece içtenlikli olmanız yeterlidir. Bunu görmemek için özellikle kaçınırsanız; bunu size zoraki biz yaşatırız, iç dünyanızda resmi çok net görmenizi sağlarız. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/df_oiUYslaQ?si=rt_DEvnUQyQI-vos

Hiç yorum yok: