KONU: GAFLET
(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 29.Mayıs.2020 tarihli söyleşiden kesitler)
-Allah azze ve cellenin çağrısına karşı gafleti tercih etmiş olan kimselerin işleri zordur. Çünkü ışığa karşı karanlığı tercih etmek, ışıksız bir ortam oluşturmaya çalışmak ışığın bu kadar hakim olduğu bir atmosfer içerisinde kolay değildir. Üstelik uzun süre karanlıkta kalanlar açısından, ışıkla karşılaşma anında ışık daha bir tesirli daha bir rahatsızlık verici olur. Dolayısıyla gaflet kolayca kazanılacak bir şey değil.
-“İnsanların çoğu ayetlerimizden gafil durumdalar.” (Yunus Sûresi-92)
Gaflet neden tercih ediliyor?
Cenâb-ı Hâk buyurdu ki; “Dünya hayatına razı oldular da o yüzden.” (Yunus-7)
Dünya hayatıyla mutmain oldular. Bu bize kâfi dediler. Gözlerini doyurdu, doldurdu. Bütünüyle buraya yoğunlaştılar. Öteye dair her türlü hatırlatıcı şeyi hayatlarından çıkarmak istediler. Ukbaya dair sorumluluklar da onları alakadar etmemektedir.
-Kafirler gaflet üzere dünyaya yoğunlaşırlar. Küfür sürecinde olan Müminler de dünyaya yoğunlaşırlar. Çünkü Müminler de iki türlüdür. Birincisi, adım adım ilerleyenler ve takva ile furkanını artıranlar. İkincisi inanan fakat gaflete düşüp dünyayı öne çıkaranlar.
“Onlar dünya hayatını ahirete karşı daha sevimli buldular.” (Nahl-107)
-Ahirete yaklaşanlar yaklaşma yolculuğunda; ahiretten uzaklaşanlar uzaklaşma yolculuğundadır. Yaklaşanlar; ahiret gerçeğini iç dünyasında öyle ayyuka çıkarır öyle somutlaştırırlar ki neredeyse başka bir düşünceye yer kalmaz. Cenâb-ı Hâk buyurdu ki; “Âhiret yurdunu hatırda tutmadaki samimiyetleri sayesinde onları saf kıldık.” (Sâd -46) Onlar artık her türlü davranışta ahiret odaklı bir davranış sergiliyorlar. Ve duygular da heyecanlar da hayaller de buna eşlik etmeye başlamış.
-“Bunlar, Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir; gaflette olanlar da işte bunlardır.” (Nahl-108)
Sanmayın ki Allah azze ve celle durduk yerde birilerinin kalbini mühürlüyor, öteki zaten mühürlü doğuyor. Falanca milletten olduğu için şunlar da mühürlenmiş ya da öyle bir aileden doğduğu için vs. Böyle bir şey yok! “Hiç kuşku yok ki âhirette kaybedecek olanlar bu gafillerdir.” (Nahl-109)
Sanılmasın ki onların kalpleri yoktu. Kalpleri var ama bu kalpleriyle fıkhetmiyorlar. Cenâb-ı Hâk bu imkanı hayvanlara vermedi, insanlarda var. İnsan aklederek gaflet perdesini delip hakikate uyanabilir.
-“Şaşmaz sözün gerçekleşmesi yaklaşmıştır; bir de bakarsın ki inkârcıların gözleri yerinden fırlamış! “Gerçekten biz, bu konuda gaflet içindeymişiz; daha da ötesi büsbütün zulme batmışız” diye yakınmaktadırlar!” (Enbiyâ-97)
Kişinin kasten kendisini hakikatten izole ederek yaşamaya çalıştığı gaflet, koca bir zulümdür. Kişiyi ebedi cehenneme uğratır.
Müminler giyimleriyle davranışlarıyla ibadetleriyle Hakk’ı hatırlatıyor diye onların üzerinde baskı kurarak “Bunları ulu orta yapmanızı istemiyoruz. Biz seküler bir hayat, seküler bir nizam kurmak istiyoruz. Kamu alanında Rabbinize itaat edemezsiniz” diyorlar. Çünkü O Rabbinizi biz göz ardı etmek istediğimiz için siz O’na bizim gözümüzün önünde itaat ettiğiniz zaman bizim içimizde bazı yerler depreşiyor bundan rahatsız oluyoruz, diyen bir düşünce bugünün seküler dünyasının yeni modern bir düşüncesi değil. Ebu Cehil’in ve Nemrut’un çok iyi bildiği ve yok etmeye çalıştıkları kadar kadim bir düşüncedir!
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/live/gWGVhHqrFns?si=LBTh1TOZV3aMJP1O
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder