05 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-36

KONU: ARKADAŞ


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 10.Temmuz.2020 tarihli söyleşiden kesitler)


-Yaşarken Allah azze ve cellenin emirlerini gözeten, bundan ötürü korku duyan, “Cenâb-ı Hâkk’ı kızdırırız” endişesine sahip kimseler; bunlar MÜTTAKÎLER… Her hareketlerinde birbirlerine Hakkı tavsiye ederler: “Bak onu yapma Cenâb-ı Hâkk’ı kızdırırsın. O zaman Cenâb-ı Hâk sana bunun acısını yaşatır. Ben seni sevdiğim ve takdir ettiğim için, yakın bulduğum için, Cenâb-ı Hâkk’ın azabına karşı kendimi nasıl esirgiyorsam seni de esirgemek isterim. Ne olur Allah’tan kork.” Bu, kişinin dostuna söyleyebileceği en hoş öğüt, en sıcak telkin; Allah’tan kork! Dolayısıyla iyiler iyilik üzere dostluk kurarlarsa Cenâb-ı Hâk bu dostluğu kalıcı kılmak gibi bir lütufta bulundu. Dedi ki, dünyadaki bütün dostlukları sonlandırıyorum, müttakîler hariç.. Onların dostluğu devam ediyor. 


-Nice dostlar hep kalıcı dostluk ile övünürler. Dostlukların ne kadar eskiye uzandığını, aralarından su sızmadığını hep söylerler. Ama eğer ki bir arkadaşlık, dostluk Allah azze ve celleye karşı saygı üzerine temellendirilmemiş ise düşmanlığa dönüşecektir. O gün geldiğinde ölüp öteki tarafa geçtiklerinde bu kimseler birbirlerine delice düşman olacaklar. Çünkü suç ortaklığının dostluğu olmaz. 

“Elbette sen öleceksin, onlar da ölecek.Sonra da kıyamet gününde rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.” (Zümer-31)

O ona diyor ki: “O beni yoldan çıkardı.” Öteki de ona diyor ki: “Hayır o beni yoldan çıkardı.” Arkadaşı dedi ki: “Rabbimiz ben onu yoldan çıkarmadım. Ama o sapkın, azgınlık içerisindeydi.” Öteki de tam tersini ona söyleyince Cenâb-ı Hâk dedi ki: “Benim huzurumda birbirinize girmeyin. Ben sizi önden uyarmıştım. Bende söz değişmez ve ben asla kullara zulmetmem.” (Kâf-27,28,29)


-Arkadaş tercihtir. Kişinin tercihleri neyse arkadaşı da o olur. Kişi nasıl bir yaklaşım üzere olursa Allah da karşısına öylesini çıkarır. 

İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına dost yaparız.” (En’am-129)

Önceden yapıp ettiklerinden ötürü Allah azze ve celle onlara kendileri gibi zalimleri dost eder. İyileri kötülere yem etmez, mağdur etmez. 


-Biz bir ortama girince tesadüfen falanca ile karşılaştık,tanıştık sanırız. Halbuki niyetlerimiz öncüsünde Allah azze ve celle bizi öyle tesadüflerle değil özenle ve itina ile birileriyle buluşturur. Onlarca kişinin olduğu ortamlarda özenle biriyle ülfet eder yakınlaşır, muhabbet eder ve dost olursun. Bu süreçlerin sahne sahne önümüze açılmasında Cenâb-ı Hâkk’ın yönetimi esastır. 

 “Rahman’ın zikrinden yüz çeviren bir kimseye bir şeytan eşleştiririz. Artık o ona arkadaş olur.” (Zuhruf-36) Bunlar insanlardan yahut cinlerden olur. Rahman’ın zikrinden gözünü kaçıran bir insanın öyle olur ki hem cinlerden bir şeytanı olur hem de insanlardan şeytanı olur. 


-Ucu Cenâb-ı Hâkk’a çıkan her yolu geri çevirip başka istikametler aradığımız zaman biz “Ya Rabbi bana kötü bir arkadaş gönder” diye dua etmiş gibi oluyoruz. Belasını aramak böyle bir şeydir. Eğer kul kendini Allah azze ve celleye açarsa, akledip doğru davranırsa Allah onun gibileri etrafında çıkarır. Kendisi gibi iyi arkadaşlarla, iyi yolculuklarda ilerler. 


-Allah’ın (cc) hatırı hiç bir dostluğun gerisinde kalamaz. Bütün dostluklar O’nun uğruna kurban edilmelidir. 


-Kişi arkadaşı üzerinden de sınanır. Kişi kaç yıllık dostu da olsa “Hayır bunu yapmamalıyım” diyebilmelidir. Sözgelimi 20-30 yıl bu sınavın altyapısı oluşturulmuştur ve gün gelir o sınavla kişi karşılaşır. Kişi dosttan taraf değil de Allah’tan (cc) taraf olmayı becermelidir. Böyle bir sınavın da ebedi hayatta çok özel bir karşılığı vardır. 


-Şeytanların bize bakışları şöyle; bizi uzaktan görüyorlar… Allah azze ve cellenin ayetlerine, çağrısına yakın durursak yanaşamıyorlar! Bizlik değil diyorlar. Uzaktan uzağa yapabildikleri çengel atmalar, uğraşılar cılız ve etkisiz. Biz onları aleyhimizde ne zaman etkinleştiririz? Allah azze ve cellenin çağrısından uzaklaştığımız zaman şeytanın kucağına düşeriz. 


-Onlar Hakkı beğenmemenin suçlusular… Akletmemenin, aklederek doğruları beğenmemenin suçlusular.. Onların üzerine Cenâb-ı Hâk pisliği bırakır. (Yunus-100/Alıntı) Arada gelen şeytanlar bu pisliği onlara pazarlar. 


-O gün zâlim pişmanlıktan ellerinin üzerini ısıracak ve şöyle diyecek: “Eyvâh! Keşke dünyada Peygamber’le beraber bir yol tutsaydım!” (Furkan-27)

Onunla arkadaş olsaydım, onun yolu üzerine olsaydım. Cenâb-ı Hâk özgün bir ifadeyle  “Elçi ile birlikte yol edinseydim” dedi. 


-“Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisa-69)

 Allah azze ve celle böyle bir akibeti bizlere müyesser kılsın. Âmin. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/ytxuaMfkPhU?si=I5MWEgonpqshhH96

Hiç yorum yok: