08 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-44

KONU: ISLAH


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 2.Ekim.2020 tarihli söyleşiden kesitler)


-Islah hayatımızda hem uzun periyotlarda hem kısa periyotlarda hiç bir zaman gündemimizden çıkmayan bir şey. 


-“Ben artık Allah azze ve cellenin vaadine tutunan, mutluluğumu o sonsuz gelecekte arayan bir yolculuğa geçiyorum.”


-“Allah tanımazların” her türlü yanlışı, çirkini ve zulmü yapabildiklerini, “Allah’ı tanıyanların ise onlar da yanlış yapabildikleri halde bu yanlışları sürekli ıslah etme çabası içerisinde olduklarını görürüz. Çünkü Rablerine karşı mesuliyetleri vardır. O’na döneceklerini ve hesap vereceklerini bildiklerinden bu vebal onları ıslah sürecine iter. Kuşkusuz hepsi değil, bir kısmı yarıyolda kalabilir, tıpkı kafilerde olduğu gibi imandan da vazgeçebilir. Böylece sorunsuz kalmaya, sorumluluğun kendisini ıslah etmedeki baskısından bütünüyle kurtarmaya ve böylece onların deyimiyle söylersek kuş kadar hafiflemeye ve artık her türlü çirkinliğini rahatlıkla yapabilecek ölçüsüz,ayarsız,hudutsuz bir hayata geçmeye başlar. Dolayısıyla ISLAH kavramı kuldan Cenâb-ı Hâkk’a dönük bir sorumluluğun harekete geçirdiği bir iyileşme sürecidir. 


-Hiç bir kötülüğe bulaşmamak gibi sıfır kusuru hiç kimse için söz etmiyoruz. Hepimiz Allah azze ve cellenin mağfiretine muhtacız. Hepimiz kendimizi gün be gün düzeltmek hususunda çabaya muhtacız. Çünkü herkesin belli ölçülerde günahlarla bir ilişkisi var. Dolayısıyla ISLAH süreci kulun hayatında bitmeyen bir süreç. 


-ISLAH isteyenler bilgiye yönelirler. Bilginin getirdiği o vebal hissini o suçluluk hissini severler ve bunu kabullenirler. ISLAH istemeyenler ise onu Yaradana karşı sorumluluğa davet eden hatta bunu çağrıştıran, ıslah olması yönünde ona belli bir etki kuran ne varsa uzak dururlar. 


-Kişi bilgisini yükseltecek, yaptığı şeylerin ne kadar vahim yanlışlar olduğunu çıplak bir şekilde görebilmeyi sağlayacak ve artık bunu göze alamamaya başlayacak. 


-Kötü davranışların olduğu ortamdan iyi davranışların olduğu ortama geçmek de hicrettir. Kötülük kişide ne kadar yerleşik ve uzun süre kazanılmış bir alışkanlık olursa olsun; kararlılık ve karardaki değişiklik her şeyi silecek güçte olur. Bu da ancak bilgiyle ve bilinçlenme ile olur. 


-Nerdeyse her namaz arası kendimizi tekrar ıslah ediyoruz. Her namazgaha, mescide vardığımızda kendimizi adeta resetleriz. Yüzümüzü dosdoğru din üzere doğrulturuz. Bu kişinin yaratılış ayarlarına tekrar dönmesi gibi bir şeydir. 


-Kişi kendisini ıslah ede dururken aslında kendisini keşfeder. Güzellikleri ortaya çıkar. 


-Allah azze ve celleden bizde beğenmediği ama bizim umursamadığımız hafif bellediğimiz, belki küçük sandığımız ama O’nu kızdıran hususları bizim gündemimize sokmasını, farkındalığımızı çoğaltmasını diliyoruz. “Ya Rabbi beni sürece koy. Bir çıkar yol göster. Bir cesaret bir kararlılık ver bu yanlışlardan ben çıkabileyim. Biliyorum çok dibine kadar battım ama halimden de memnun değilim, Sana karşı mahcubiyet duyuyorum, bende bir azim,bir isteklik oluştur da ben buradan çıkabileyim.” İşte bu küçücük dua Allah azze ve cellenin son derece kıymetlendireceği bir dua. O eğer bilirse ki kuluma böyle bir imkan yaşatırsam tutunur ve buradan çıkabilmek için adım adım sarılır; Allah azze ve celle illa ki o kuluna bunu yaşatır. Resûlullah’ın (sav) ifadesiyle kulun bir adımına Cenâb-ı Hâk koşarak karşılık verir. O yüzden kulun bu anlamda en ufak bir talebini Cenâb-ı Hâk son derece kıymetlendirir.  


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/1QlkNWd_R10?si=wJPk75fZwZw0fpxn

Hiç yorum yok: