04 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-31

KONU: KADER


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 5.Haziran.2020 tarihli söyleşiden kesitler)


-Allah azze ve celle yapmak istediği şeye galiptir, kimse engelleyemez, süreci tıkayamaz. Cenâb-ı Hâk icabında adavet edenlerin hamlesini tam da kendi istediği şeye dönüştürür. Dolayısıyla Allah azze ve cellenin eğer takdirini kul görürse bu muazzam uyanıklık halidir. Yani yaratma O’nun, yaşatma da O’nun, emir de O’nun, halihazırda süreci O işletiyor. Bazılarının dediği gibi “yaratmış, çekmiş gitmiş” değil. 

  O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez.O,yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’am-59)

 Kur’an-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hâk Hz.Yusuf’un Hz.Musa’nın kıssalarını, hayatı nasıl yönettiğini göstermek için anlatıyor ki nakış nakış içselleştirelim. Sınavımız olan tüm koşullar Cenâb-ı Hâkk’ın tayin ve takdiri ile ilerliyor. Koşulları bizi sınamak üzere var eden ve değiştiren zâtın ta kendisi Allah azze ve celle. Cinsiyetimizi, doğum tarihimizi, içinde bulunduğumuz coğrafyayı ki bunlar çok önemli parametreler hepsini takdir eden O. 


-Biz hangi koşulda hangi tepkiyi, tercihi ortaya koyuyoruz bunlar toplanıyor. 


-Öğüt alacak kimsenin öğüt alma fırsatını illa ki yakaladığı, herkes için adil işleyen bir ömür tanımı var. 

“Allah’ın birbirinize üstün kıldığı şeyleri iç çekerek arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarının karşılığı var, kadınların da kazandıklarının karşılığı var. Allah’ın lütfundan isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.” (Nisa-32)

Yani Allah’ın bize verdiği imkanların çeşitliliği bizim açımızdan sadece bir sınamadan ibaret. Kimseye kalıcı olarak vermiyor. “Benim takdirim” diyor Cenâb-ı Hâk. Biz O’nun takdir ettiğine itiraz yükseltemeyiz. Eğer “Ama ya Rabbi benim sınavımın sorusu çok zor” diyorsanız Cenâb-ı Hâk diyor ki; “Biz hepsini toplamda eşitliyoruz.” Kişi öğüt almak ister, hakkı bulmak isterse, gerçeğe sarılmak isterse buna kavuşabiliyor. Eğer özellikle kaçınmak isterse o zaman asi,inatkar,fasık,kafir olarak hayat dediğimiz bu sınavı kaybediyor. Demek ki ne kaybetmekte koşulların olumlu/olumsuz tesiri belirleyici; ne de kazanmakta koşulların tesiri belirleyici! Belirleyici olan öğüt almak istemek yahut bundan kaçınmak. Koşullara mahkum değiliz! O yüzden Cenâb-ı Hâk 3 kelimelik bir ayette bunu özetledi: “Her kişi kazandığına gebedir.” (Müddessir-32) 

Kendi kazancına gebesin! Koşullara gebedir, demedi Cenâb-ı Hâk. 


-Bazı kimseler diyor ki; ben ne diye dua edeyim ki Cenâb-ı Hâk zaten her şeyi takdir etmiş! Halbuki dua ettiği zaman Cenâb-ı Hâk onun koşullarını duasına göre değiştirdiğinde bizim dua edeceğimizi de bilmişti. Çünkü O gaybın alimi. Senin çok dua edeceğini de bildi. Sen çok dua edeceksen et! Allah azze ve celle onu önden bilmiş ve takdirini ona göre yapmış olacak. 


-“Ancak Allah’ın bize yazdığı isabet eder.” (Tevbe-51)

Rahat ol sen. Seni aceleye sevk eden şeytan, yanlış yapman için acele ettiriyor. Haram olana yönlendiriyor. Haram ile sağlayabilecek heyecanı sana yaşatıyor. 


-Cenâb-ı Hâkk’ın bize yazgısı illa ki isabet edecekse o zaman çalışmamızın, tahsilin, iş aramamızın ne anlamı var? Şöyle bir anlamı var; Cenâb-ı Hâk bize çaba göstermeyi emretti. Bu emri yerine getirmezsek günahkar oluruz. 

“Allah’ın fazlını araştırın, kazanmak için çaba gösterin.” (Cuma-10)


-Sakın ha Rabbin kullarına zulmeder diye düşünme!


-Cenâb-ı Hâk bizim dilememizi diler. İster hakkı dileyelim ister küfrü.. Biz burada irademizi ortaya koyuyoruz ve geleceğimizi belirliyoruz yahut karartıyoruz. 


-Biz iyi olmaya bakalım. O zaman Allah azze ve celle bize güzel şeyler takdir eder. Eğer Allah kalbinizde bir hayır bilirse; size hayır verir. Siz kalbinizi hayra çevirin. Cenâb-ı Hâk hakkında zannınızı hayra çevirin. İsteklerinizi O’ndan isteyin. Allah size bunları daha önden bilmiş olarak hayrı takdir etmiştir. Eğer ki biz “Yaa hiç bir şey zaten değişmeyecek Allah zaten takdir etmiş” deyip yan gelip yatarsak, kıyamette Cenâb-ı Hâk diyecek ki “Yan gelip yatacağını bildik ona göre takdir ettik. Hareket etseydin, değişseydin onu bilmiş olacaktık.” 

Yani Allah’ın bilmesi zamana bağlı bir bilme değildir. Gayb bilgisi zamanı aşkın bir bilmektir. 


-Ben ilim ve iradesiyle hayatı yöneten Allah’a tevekkül ederek yaşıyorum. Çünkü ben akleden bir Müminim. Darwinizime, raslantısal süreçlere inanan bir ahmak değilim. 


-“Dünya hayatını arzulayanlar, Keşke Kārûn’a verilenin bir benzeri bize de verilseydi! Doğrusu o çok şanslı, derlerdi. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle derlerdi: Yazıklar olsun size! İman edip salih amelde bulunanlar için Allah’ın mükâfatı çok daha değerlidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.” (Kasas-80)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/z13-z1VNR-8?si=vKF0djzcBlDqpBu1

Hiç yorum yok: