08 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-43

KONU: AMAÇSIZLIK


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 11.Eylül.2020 tarihli söyleşiden kesitler) 


-Allah azze ve celle peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Bizim AMAÇ dediğimiz husus insanın hayatına anlam kazandırdığı, “kalıcı” bir neticeye yönelik ise o zaman sahici bir amaçtan söz ediyoruz demektir. Eğer kişi bu amacın yerine başka amaçlar koyar, o amaçlar için hayatını harcamaya başlar ise o zaman AMAÇSIZLIK döngüsü içerisinde amaç yerine koyduklarının tükenişi ile sürekli yeni amaçlar edinmek suretiyle ve yine onların da tükenişi ile karşılaştığı bir bocalama ile hayatını tüketecektir. Her sonu bir başka sonun başlangıcı kılmak suretiyle bir kimse sonlu başlangıçlar yapadururken kendisini tüketir. 


-Kişinin muradı dünya olursa eğer dünyada hiç bir şey kalıcı olarak eline geçmez çünkü kişinin kendisi kalıcı değil ve dünyanın kendisi de kalıcı değil. Ya kendisi ölmeden elinden kaybolur gider ya da kendisi ölür o varlık ile irtibatı biter. 


-“Kim dünya hayatı ve onun ziynetini istiyorsa, orada onlara işlerinin karşılığını eksiksiz veririz; orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.

Onlar, âhirette paylarına ateşten başka bir şey düşmeyen kimselerdir. Dünyada ürettikleri boşa gitmiştir; yapıp ettikleri de geçersizdir.”(Hud-15,16)

Dikkat ediniz,bir kimsenin muradının,amacını dünya olması ahireti bitiriyor. Dünyadaki yaptıkları her şey boşa gidecek batıl olacak. Ne amaç kaldı, ne dünya ne hayat kaldı. Öyleyse murad dediğimiz şeyin kalıcılığı esastır. Eğer kalıcı bir muradın yok ise; muradın yok demektir. Kaybedeceklerine murad diye amaç diye bağlanırsan o zaman AMAÇSIZLIK deryasında yüzersin. 


-“Ey iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan sizi alıkoymasın. Böyle yapanlar, en büyük zarara uğrayanların tâ kendisidir.” (Münafikun-9)

Cenâb-ı Hâk kullarına karşı halimdir. Yani O kulundan hemen vazgeçmez. Kulun amaç diye edindiklerini tam bir tükenişle Allah azze ve celle yok eder. Yenisini edinirse onu da yok eder. Cenâb-ı Hâkk’tan gayrısını amaç edinip sonsuz geleceğimizi kaybetme tehlikesiyle baş başa olduğumuzda ilahi rahmet devreye girer ve o kendimizi kandırdığımız şeyi elden alır ki durumumuzu tekrar düşünelim. Dünyada kaybedilmemesi muhtemel hiç bir şey yoktur!Cenâb-ı Hâk “bunlardan amaç” olmaz dedirtiyor. O’ndan gayrı bir ünsiyet, O’nun kulunu çağırdığı bir mutluluktan gayrı bir mutluluk olmadığını kul bilsin diye sürekli kayıplar yaşar kullar. Akledip bu gerçeği çözmez iseniz bunlardan edineceğiniz amaçlarınız her defasında sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. 


-Allah azze ve cellenin vaadini gerçek amaç edinenler bunun uğruna her şeyi araç olarak feda ederler. 


-Öyle bir an gelir ki bizim araç diye bildiklerimiz ile Cenâb-ı Hâkk’ın vadettiği amaç arasında kalırız. Cenâb-ı Hâk koşulları öyle bir ayarlar ki ya o amaç dediğimizden vazgeçip dünyalığa sahip olacağız; ya dünyalığı elden kaybetmemek için amaç diye iddia ettiğimiz şeyden vazgeçeceğiz. 


-Bir kimsenin muradı dünya olursa ukbasını harcıyor demektir. Bu özenle karşı karşıya getirildiği sınavda ahiretini satar dünyasına tutunur. 


-Dünyanın rızkı için serinkanlı yürümek.. Namaz için hızlı ivedi adımlarla yürümek.. Cennet için ise yarışmak.. Cenâb-ı Hâk böyle dedi; birbirinizle rekabet edecekseniz cennet için rekabet edin. Amaç çabaya değsin. Amaç kalıcı olunca gayretimiz daha çevik, daha yüksek, enerjimiz daha kuvvetli olur. 

“O halde Allah’a firar edin.” (Zariyat-50)


-Sırf dünyayı elimizde tutmak için Allah azze ve cellenin hükümlerinden ödün vermeye başlarız. Aslen amaç olmayan bir aracı amaç yerine koymuşuz demektir. Cenâb-ı Hâkk tepetaklak eder ki kendimize gelelim! 


-Üniversite bitireyim de şu mesleğe kavuşayım diye bir amaç olmaz; bunlardan çok iyi araç olur. Bunların peşine en hızlı ve güçlü bir şekilde düşerek ama Yaratıcıyla olan bağlantıdan ödün vermeden tam da O’nun rızası uğruna bu süreç takip edilirse, bunlardan çok yakışıklı araçlar olur. Ve bunlar tek tek bu uğurda harcanarak “Ya Rabbi senin vaad ettiğin sonsuz geleceği ben amacım kıldım” diyebilmek.. 


-Amacın Cenâb-ı Hâkk’ın rızası olsun ama dikkat et kendini kandıranlardan olma.. “Allah’ı ve iman edenleri kandırmaya çalışıyorlar.” (Bakara-9)


-“Kim izzet isterse bilmeli ki izzet tamamıyla Allah’a aittir.” (Fâtır-10)

Muradı izzet olan kimse ne yapar? Aklederek der ki; madem ki bütün izzet Allah’ın katında o zaman ben O’nun katında bir değer arayışı içinde olayım, O’na sığınayım. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/dGtRasUZXXE?si=kjgmJGTVVBC7tw41

Hiç yorum yok: