KONU: HAYRET
(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 27.Aralık.2019 tarihli söyleşiden kesitler)
-“Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?”
(Furkan Sûresi-77)
Buradaki dua; bizim baskı ortamı içerisinde, zorunlulukların bizi mecbur bıraktığı bir dua değil. Bizim kendiliğimizden harekete geçtiğimiz o bilinç ile edilen dua; çözümün O’nun elinde olduğu bilinciyle, ortamı O’nun yönettiğinin bilinciyle, isteğimizi ancak O’nun karşılayabileceği bilinciyle…
Kur’an-ı Kerîm’in ifadesi ile;
“İşler Allah’ın kararına bakar.”
(Hac Sûresi-41)
Bütün işlerin sonucu Cenâb-ı Hâkk’a aittir. Yani son noktayı O koyar. Herkes bir şeylere müdahale eder eder ama sonuç Allah’ın (cc) istediği şekilde gerçekleşir.
-Allah’ın Resûl’ü (sav) duayı bütün ibadetlerin özü olarak takdim etti,
“Dua ibadetin kendisidir.”
Dua edebilmek muazzam bir bilinçtir.
Bütün ibadetlerimizi Yaradan’la ilişki kurabilmek, O’na seslenebilmek için yaparız.
-Cenâb-ı Hâkk’ın kudretini görmek hayranlık getirir ve buna eşlik eden hayret! Yaradan Allah azze ve cellenin var ettiği her şeyi keşfettikçe hayretimiz artıyor.
-Cenâb-ı Hâkk’a adım atmanın önündeki engel “görememek” değildi. Bilgi eksikliği de değildi. Dün de değildi, orta çağda da değildi, Hz Nuh’un zamanında da değildi. Adım atmanın önündeki engel; İNSANIN YARATICI’YI İTİRAF ETMESİ HUSUSUNDAKİ BÜYÜKLENMESİ, O’NA SAYGI DUYMAKTAN KAÇINMASI. Dünden bugüne değişen hiç bir şey yok; dünün kâfirleri de bilgi eksikliğinden kâfir kalmadılar; bugünküler de bilgi çokluğundan gördüğünüz gibi Mü’min olmuyorlar!
-Duygularımızdan sıyrılabilmemiz lazım. Eğer duygularımızdan sıyrılarak akledip sonuca gitmez isek duygularımızın kölesi ve esiri kalacağız.
-Nice ayetler var göklerde ve yerde, üzerinden geçiyoruz ama yüz çeviriyoruz. Çünkü böyle bir okuma yapmak istemiyoruz; Var Eden ile tanışıp, O’na saygı duymak istemiyoruz. Başıboş kalmak istiyoruz. Büyüklenmek istiyoruz. Bu tercihimiz ile geleceğimizi karartıyoruz.
-“Ben, O’nun birliğine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratana çevirdim.”
(En’am Sûresi-79)
Bu ayeti kerimede, Hz İbrahim aleyhisselâmın attığı adıma bakalım; diyor ki, Güneş’i bu yörüngede yürüten güç kimse, Ay’ı yürüten güç kimse yüzümü O’na dönüyorum. Yeryüzünü ve her şeyi yürüten güç… İşte bu adımı attığımız zaman insanlığımızı yaşamış oluyoruz. Biz her şeyin Rabbine ibadet ediyoruz. Şey; her şey!
“Bu Beyt’in Rabbine ibadet etsinler.”
(Kureyş Sûresi-3)
Beyt’e değil, Beyt’in Rabbine ibadet etsinler diyor Cenâb-ı Hâk.
Her şeyin Rabbi yegane tek bir Kudret.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder