01 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-4

KONU: ANLAM’A YOLCULUK


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 25.Ekim.2019 tarihli söyleşiden kesitler)


-Alimlerden biri demiş ki: ‘’Allah azze ve celle insanı cennet için yarattı.’’ 

Hz Adem'i yarattığında direk cennete koydu! Dolayısıyla, yaratılışıyla cennet arasında birebir eşleşme var.

Cennette üretmek yok, tüketmek var. 

İnsan doğası buna uygun; üretmekten hoşlanmıyor... Ne kadar bir kimse üretmeksizin tüketebilirse, o kadar kendisini iyi sayıyor.


-Diyorlar ki mesela cennete girmiş olanlar; “Bize cennette yorgunluk değmiyor.” (Fatır Sûresi-35)

‘’YORGUNLUK!’’ öyle bir kısıt ki, her şeyin önünü kesiyor. Yani ne kadar çok şey, eğlence, ortam hazırlarsanız, yorgunluk geldiği andan sonra her şey anlamsızlaşmaya başlıyor. Yani uykunuz geliyor, yorgunluk geliyor, devam edemiyorsunuz.

Bir başka kısıt daha var hayatta sevmediğimiz, o da ‘’BIKKINLIK!”

Bıktım artık bu işlerden, diyoruz veya aynı şeyi yapmaktan bıkmaktan söz ediyoruz. Bu da hoşlanmadığımız ama dünya hayatına ait bir şey, biz onu sevmiyoruz.

Cennettekiler diyorlar ki; “Bize burada bıkkınlık da değmiyor.” (Fatır Sûresi-35)

Öyle bir şey yok, hastalık yok, bıkkınlık yok, yorgunluk yok. Yaşlanma yok!


-Şimdi modern dünya, sanayileşince ve daha çok üretince bu ürettiklerini tüketecek çılgınlar arıyor kendisine. O çılgınlar başka hiçbir şey düşünmeden hep tüketmeye odaklansınlar istiyor.

Onlara şöyle bir slogan geliştirmiş 

ANI YAŞA! ANI YAŞA!”

Yani; an’dan öncesini de andan sonrasını da kurcalama!

Biz de diyoruz ki, biz insanız ve önü ile arkası ile bütün hayatı konuşalım. Kendimizi tanımaya çalışalım; duygularımızı, düşüncelerimizi, beklentilerimizi..


-Bu mesuliyet duygusunu sevemedik. Mesuliyet duygusundan kurtulmanın yolunu farkındalığı zayıflatmak da bulduk. O yüzden cehaleti mutluluk sayıyoruz. Bir şeylerin farkında olmamayı, rahatlık olarak görüyoruz ve biliyoruz farkına varmak bizde sorumluluk oluşturuyor. Sorumluluk bizi belli bir zorluğun içerisine çekiyor. Çünkü Allah azze ve celle sadece farkına varınca “aferin, hemen sana cennet” dememiş. Bu dünya direk ödüllendirilen bir aşama değil. Farkındalıktan sonra farkına vardığın hakikatin gereğini yapmak gerekiyor. 


-Allah azze ve celle diyor ki:

‘’Duygularınızla düşünceleriniz, her zaman paralel olmayabilir. Siz akleden yanınızı, düşüncelerinizi esas alacaksınız. Neremizle aklediyoruz? Kalbimizle aklediyoruz. 

Yüce Yaradan böyle söylüyor:

“Yeryüzünde gezip dolaşmazlar mı?Gezsinler dolaşsınlar da, akleden kalpleri olsun!”(Hac Sûresi-46)

Farklıyı görün ki; fark edesiniz. Hep aynı şeyi göre göre farkı kaybedersiniz.

Ne kadar müthiş bir ayet!


-Allah azze ve celle bize aklederek istikamet bulmamız için kalplerimizi verdi. Biz kalplerimizle ne kadar çok bilgi ile buluşursak insanın kalbi doğru bilgi üretebilir. Ama bunun bir şartı var; önce veri toplaması lazım. Veri toplamadan doğru bilgi oluşturması, muhakeme yapması, mukayese yapması ve doğru sonuca gitmesi söz konusu değil.

O yüzden insanlar iki türlü;

Birincisi, hakikatin arayışı içerisinde olanlar:

Bunlar veri toplamaya kendilerini kapatmazlar çünkü topladıkları verilerle doğru bilgi oluşturabileceklerini bilirler. Doğru bilgi onların duyguları ile çatışsa da, yani rahatsız edici olsa da, veri toplamaya devam ederler. ‘’Hak ediyor.. Doğru bilgi, hak ediyor bunu!.. Duygularımla eşleşmese bile!’’ der.

Diğer tipte insanlar;

Onlar “cehalet mutluluktur’’ diyenler. Onlar baktılar ki, veri geldikçe doğru bilgi üretiyor, ‘’benim kalbim de önüme koyuyor ve bu beni rahatsız ediyor. O zaman kalbimin bana oluşturduğu bu rahatsız edici sorumluluk doğuran süreci girişinden keseyim. Ne yapayım? Veri girişini kapatayım!’’

 Veri girişini kapatınca, baktı ki mutlu! Cehalet mutluluktur.. Artık ezandan bile rahatsız olan veya yüce Yaratıcı’ya, Sahib’e karşı, mutlak Mevla’ya karşı sorumluluklarını tetikleyecek, uyandıracak ne varsa bundan uzak kalmayı, bundan kaçmayı kendisine bir yaşam tarzı olarak benimsemeye başladı. Bu hayatı farkındalıktan uzak yaşamak için kişinin ‘özellikle’ anesteziye kendisini bırakması gibi bir şey.


https://www.youtube.com/live/B_tFudszf0s?feature=share

Hiç yorum yok: