05 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-34

KONU: İSTİKAMET 


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 26.Haziran.2020 tarihli söyleşiden kesitler)


-İstikamet; kulun hedefi ve amacı Cenâb-ı Hâk olmak üzere gittiği dümdüz yolun adıdır. Bu Cenâb-ı Hâkk’ın beklediği kulluğun adıdır. Kul başka bir gaye, başka bir murat karıştırırsa o zaman istikametten çıkar. 


-İblis dedi ki “Ben onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın.” (Araf-16,17)

 İstikameti tutturabilmesi için Allah azze ve celle insanın içerisinde bir pusula var etmiş. Eğer kul pusulaya karşı içtenliğini korursa iblis ona bir şey yapamaz. O pusula kişinin kalbidir, kişiye hakkı telkin eder, hakkı akletmesini sağlar. Akletmek; varlığa dair her ayeti okuyup Var Edici’ye bağlanmaktır. 


-İblis dedi ki “Senin içtenlikli kulların hariç onların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım.” (Hicr-40)

Yani kalbinde bulduğu neticeye bağlı kalan ihlaslı, samimi kimselere bir şey yapamam. Onlar kalplerine karşı dürüst oldukları için yolu tutturmaya devam ederler. 


-KALBİMİZ.. AKLETTİĞİMİZ SÜRECE İSTİKAMETİ TUTTURACAĞIMIZ ORGANIMIZ! Kalbimizle makası açtığımızda şeytanın yemi oluyoruz. 


-Allah da buyurdu ki: “İşte bana varan doğru yol budur (hâlis kulların yolu) Şüphesiz, sapmışlardan sana uyacak isyankârlar dışında kullarım üzerinde senin hâkimiyetin olmayacaktır.” (Hicr-41,42)

  Yani şeytan, kişi istemediği halde onu istikametten ayıracak bir baskı gücü ve erkine sahil değil. Sadece propagandasını yapıyor. 


-“Beni kınamayın,kendinizi kınayın. Çünkü benim sizin üzerinizde bir egemenliğim yoktu.Benim yaptığım sadece sizi çağırmaktan ibaretti. Çağırdım siz de bana icabet ettiniz.” (İbrahim-22)


-Eğer ilim, kişiye istikamet kazandırmıyor ise o bilgi kuru bilgidir, beyinden kalbe hiç gitmeyen bir bilgidir. 


-Niyetini, şeytanın vaat ettikleri ile çeldirdikleri ile değiştirmediğin zaman, Allah azze ve celle şeytanınkileri imha eder, etkisini de ortadan kaldırır. İlk başta duygularımıza yönelen şeytanın güçlü etkisine ilgisiz kalırsak o zayıflar. En güçlü ve tesirli anı ilk anıdır. Kul Allah azze ve celleye sığınmalı. “Ya Rabbi, duygularım üzerinden bir saldırı altındayım. Ben Senin adına iyi ve güzel bir şeye niyet etmiştim fakat şuan içim karıştı,düşünceler karıştı. Başka hedefler girdi işin içine. Duygu dalgalanmaları yaşıyorum.” Kul şeytanın çabalarına “hayır” derse Allah azze ve celle şeytanın tesirini nesheder, bütünü ile hükümsüz kılar. Kişiyi ilk baştaki niyetiyle muhkem yani sağlam hale getirir. Böylelikle kişinin başlattığı iradesi teste tabi tutulmuş olur. Bu, kişinin iradesinin arkasında ne kadar durabildiğinin ne uğurda neleri feda edebileceğinin yoklandığı bir süreçtir. Kişinin hiç bir çeldiriciyi ciddiye almayacak düzeye kadar yükselmesi beklenir ki buna Allah azze ve celleye tam manasıyla TESLİMİYET diyoruz. Kalplerinde hastalık bulunanlar, kalpleri katılaşmış kişiler bu süreçte elenir. 


-“Yarışanlar, işte bunlar için yarışsın.” (Mutaffifin-26)

Yani Rabbinizin vaadine yarışın, cennete yarışın. Böyle bir şey için rekabet edin. Birbirinizle aynı istikamette yarışın! Bu, motivasyonla olabilecek bir şey. Allah azze ve cellenin vaadine nail olabilme heyecanı ile olabilecek bir şey… Dolayısıyla istikamete niyet etmek isteyenlere Cenâb-ı Hâk Kitab’ını indirdi. Ve dedi ki “O, alemler için bir zikir. Kim istikamet üzere olmak istiyorsa onlara bu zikir fayda sağlar.” (Tekvir -27,28)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/Fi9eCPaeEMU?si=7Eojl7otfw1c8a4L

Hiç yorum yok: