Gençlerle Söyleşi-15

 KONU: ŞÜPHE

(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 31.Ocak.2020 tarihli söyleşiden kesitler)

-Allah azze ve cellenin bizim öğrenme, anlama sürecimizde önümüze şüpheyi ilk durakta çıkarmış olması,aslında bizi ''vazgeçirmek için'' den ziyade, ''sağlamasını'' yapmamız içindir. Çünkü eğer kulun böyle bir filtrasyonu olmasaydı, o zaman kendisine hoş gelen her şeyi kabullenmeye ve kabullenince de sahiplenmeye ve öylece kalmaya mahkum olabilirdi. Buna Cenab-ı Hak müsaade etmedi. Yaratılışımızda böyle bir süreç oluşturdu. Dolayısıyla, bunu yaratılışımızla ilişkilendirince biz buna ''kötü'' demiyoruz. Çünkü yaratılışımız Cenab-ı Hakk’ın var ettiği bir şey. Cenab-ı Hakk’ın var ettiği bir şeye, onun fıtratımızda var ettiği sürecin önüne yoluna koyduğu bir şeye,kendiliğinden harekete geçen bir duruma, bizi Cenab-ı Hak yanıltmak için huzursuz etmek için diyemeyeceğimize göre, içimizde işleyen şüpheci yanımızın; Allah azze ve cellenin bize bir kez daha meseleyi gözden geçirmemiz için,yanılmamamız için koyduğu bir süreç olarak değerlendirmek durumundayız. Diyeceksiniz; Allah böyle mi diyor? Yani bize imana davet ettiği zaman, şüphe duymamıza fırsat açıyor mu?

Ayette bize: Eğer sana indirdiklerimizden bir ‘’şek’’ içerisindeysen.. O zaman sor.. diyor. (Yunus Suresi-94)

Bekle geçer demiyor Cenab-ı Hak, öyle bir şey yok. Bekleyerek geçmez. Sor!..

Öğrenmenin yolu sormak, araştırmak, başkalarıyla paylaşmak.

Dolayısıyla şüphe duyan bir kimsenin duyduğu şüpheyi öncelikle aklamamız gerek,bunun Cenab-ı Hak tarafından insanda var olan bir mekanizma olduğunu, her duyduğunu kabullenmemesi için bir de sağlamasını yapması -ki kuşku, hiçbir zaman gerçeği reddetmek için bir araç değildir. Kuşku gerçeği pekiştirmek için bir araçtır.

İstifam doğru kullanılırsa gerçekten emin olmak için güven duymak için bir araçtır.

Allah azze ve cellenin bize nasip ettiği muazzam bir nimet… Kuşkudan kaçarken, gerçeğe karşı güvenimi kaybederim diye kuşkudan kaçmak, aslında gerçeğe karşı olan güveni boşa çıkarmak demektir.

Soracaksın!

Sordukça öğreneceksin öğrendikçe kuşku ortadan kalkar.

Şeytan içimizde kanın dolaştığı gibi dolaşabilir, şeytana kapı aralamamak gerekir. Şüphe fitneye, kötülüğe kapı aralayabilir.Sorarak, bilgilenerek şüpheyi izale ederiz.

-Her şey bizim gündemimize Kontrollü Bir El’in, kontrollü bir şekilde düşürmesi ile giriyor. 

-Varlığım ve Var Edici’m

İslam inancı diyor ki; Var Edici’ni keşfettiğin an hemen seslen, iletişime geç. Çünkü yolun kalanını beraber yürüyeceksin. “Sen ve O” Bu ilişki temel,asıl ilişki olacak.

“Beni çağırdığında, çağıranın çağrısına icabet ederim.”

(Bakara Suresi-186)

-Kişinin araştırmaya yönelmesi güven duyduğundandır.Güven duymayanlar, araştırmaktan kaçınır.

-“Ya Rabbi bana hidayet et. Doğruları öğrenmemi sağla!''

Öğrenme sadece sorarak ve soru sorduğumuzun peşini gayretle kovalayarak değil,aynı zamanda bizim süreçte bize yardım etmesini Cenab-ı Hak’tan umarak, çünkü dua bütün süreçlerimize eşlik eder. Biz O’nu tanıdığımız andan artık O'nun hep bizimle beraber olduğunu biliyoruz.

“Her nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” (Hadid-4)

Bazı insanların aslında bildiği, ama bilmekten hayatıma çok fazla ilişir diye kaçındığı hakikat…

-İman ettik deyip hiç ‘’fitneye uğramadan’’ öylece kala kalacaklarını sananlar, asıl kendilerini kandıranlar... Çünkü Allah buyurdu ki; “İnsanlar iman ettik deyip, hiç fitnelere uğratılmadan öylece bırakılacaklarını mı zannettiler!”

(Ankebut-2)

Öyle bir şey yok!..Ama içimizdeki bu düşüncelerde, şunu hiç unutmayalım ki: ''Yalnız değiliz.’’ Biri bize ''orada yalnız değilsin’’ diyor. Bu annemiz değil!.. Babamız da değil.. ''Sana, senden daha yakınım’’ diyen biri var, bu ne kadar çarpıcı...

Bir kez daha duyun benden; ''SANA SENDEN DAHA YAKINIM” diyen biri var. Cenab-ı Hak diyor ki: “İnsanı biz yarattık.” (Kaf-16) 

Kendisi, kendi ile neler konuşuyor, nefsi ile kendisi arasında ne vesveseler dönüyor,biz elbette ki biliyoruz. 

-İnsanların anlayamadıklarına dair sorularını Resulullah (sav) saygıyla karşıladı. Bunları da en çok soran kim oldu biliyor musunuz, en genç ve en yakınındaki biri, çok soru sordu ve hep kuşku esaslı sorulardı bunlar. (Hz Âişe Annemiz)

https://www.youtube.com/live/f8HtoQo2lS0?feature=share