KONU: RIZIK
(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 7.Ağustos.2020 tarihli söyleşiden kesitler)
-Rızık meselesi sadece yemeyi,içmeyi, giymeyi, içinde barındıklarımızı garanti eden bunu sağlayan miktar kadar değil; bizim hayallerimiz bizim beklentilerimiz kadar olan bir şey. O bakımdan doyumsuz, bitimsiz bir beklentiyle bu işin ardına düştüğümüz için de hayatımızda bir türlü hız kesmeyen, her halükarda güçlü bir şekilde peşini kovaladığımız bir şey oluveriyor. Mümin olanı ile olmayanıyla, dindar olanı ile olmayanıyla insanların hemen hemen tamamını böyle bir heyecan, güçlü bir dürtü kaplıyor. Bunu bazı kimseler insanın yaratılışıyla ilişkilendiriyorlar. Dolayısıyla insanın kazanma uğruna bahane olarak sunduğu rızık temini, aslında rızıktan çok daha öte bir şeydir. Onu kazanmak, mülkiyet edinimi ve daha fazlasına sınırsız bir biçimde kavuşma hırsıyla ilişkili bir şeydir.
-İster yeme,içme olsun ister giyinme olsun her ihtiyacına baştan garanti edilmiş bir ortama uygun bir yaradılıştadır Hz.Adem aleyhisselâm. Kendisine sunulan ortamla birebir eşlenir bir yaratılışı var. Böyle bir cennet ortamından Havva annemizle birlikte çıkarıldılar, yeryüzüne geldiler. Bu cennetten çıkış ile bizler de adeta sudan çıkmış balığa dönmüş bir durumdayız. Allah azze ve celle bizi böyle ortamda sınamaya aldı. Rızık meselesi hayatımızın en önemli meselesi, en temel parametresi haline geldi.
-“Allah’tır rızkı dilediğine bolca yayan ve dilediğine rızkı daraltan. Allah’tır sizlerin rızıklarını farklılaştıran.” (Zümer-52)
“Görmediler mi ki Allah’tır kulları arasında bazılarına bolca veren, diğerlerine kısan.” (Rum-37)
Dolayısıyla bu ayet, görmek istersek Cenâb-ı Hâkk’ın rızkı nasıl yaydığına muttalî olacağımızı haber veriyor.
-Bir kimsenin, Cenâb-ı Hâkk’ın herkese “Haydi bakayım kim ne kadar kazanabilecek göreyim(!)” demişcesine, birbirimizle mal kazanmak uğruna yarıştığımız bir arena gibi sanması olağanüstü bir yanılgıdan ibaret. Bu süreçteki kazanımlar ve çoğaltmalar uğruna bütün hayatın heder edilmesi korkunç bir yanılgıdan ibaret.
-Veren Allah azze ve celledir. Her kime ne vermişse bunu Kendisi uğrunda kullanıp kullanmayacağını yoklar. Bütün sorumluluklar verilen şeyler üzerindendir!
-Elde ettikleriniz sizin bir başarınız değil! Bunlar sizin iftihar edip bununla övüneceğiniz şeyler değil.
“Ne sizin mallarınız ne de sizin çocuklarınız bizim katımızda sizi bize yakınlaştırmaz.” (Se’be-37)
-Bizim sana fazla vermemiz, senin çok emek etmenden ötürü değil. Bizim fazla vermek istediğimizden.. Senden daha emek veren yüzbinlercesini aynı hayatta gördün, onlara vermedik. Biraz aklet aklını çalıştır, bunun Bizim sana verdiğimiz bir şey olduğunu gör.
“Ya Rabbi ben zekamı kullandım” diyene; senden çok daha zeki olanlar ve sınavda, sınıfta çok daha iyi notlar alan nice arkadaşların oldu, onları işçi olarak çalıştırdın, yani zekanın da sonucu değil. Biz bunu dilediğimize bolca vererek dilediğimize kısarak sınav ekseninde yürütüyoruz. Böyle buyuruyor Cenâb-ı Hâk.
-“Mülkün sahibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin; dilediğinden çekip alırsın; dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; iyilik elindedir.”
(Âli İmran-26)
Peki neden çalışıyoruz? Biz Müminler bunu Allah’ın emri dolayısıyla yapıyoruz. “Allah’ın katında rızkınızı arayın.” ayeti var. (Cuma-10)
Bunu yaparak sadece Allah’ın emrini yerine getiriyoruz. Bundan ötürü Cenâb-ı Hâk’tan sevap umuyoruz. Bunun neticesinde Allah’ın bir şey verip vermeyeceği ise O’nun bilebileceği bir şey; dilerse çoğaltır dilerse kısar.
Dolayısıyla hiç bir zaman bir Mümin hayatını böyle bir eksen üzere planlamaz!
-“Yeryüzünde vuku bulan veya başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı olmasın.” (Hadid-22)
Hayatımızdaki koşulların tamamı biz yaratılmadan önce bir kitapta yazılıdır, mukadderdir, Cenâb-ı Hâk tarafından takdir olunmuştur. Bu yüzden Cenâb-ı Hâk dedi ki; bunları biz belirliyoruz. O yüzden kaybedince şundan kaybettim bundan ötürü kaybettim, ileri görüşlü değilim o yüzden kaybettim vs diye üzülmeyin. Kazanınca da şöyle kazandım, böyle kazandım diye şımarmayın. “Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye (böyle yapmıştır). Allah kendini beğenen, böbürlenen hiç kimseyi sevmez.” (Hadid-23)
-Siz sadece bir yanılgıyla kendi rızkınızı kendiniz sağladığınız evhamına kapılıyorsunuz. O kuşları Allah nasıl rızıklandırıyorsa sizi de O rızıklandırıyor. “Nice canlı var ki rızkını sırtında taşımıyor; onları da sizi de besleyip barındıran Allah’tır.” (Ankebut-60)
Bizim gayretimiz Allah’ın (cc) emrini yerine getirme niyetiyle olduğu için tıpkı namaz kılmış gibi sevabımızı alırız; ama neticede elimize geçen sadece Cenâb-ı Hâkk’ın takdir ettiği kadar olacaktır. Ama direksiyonu kırar, Cenâb-ı Hâkk’ın bize takdir ettiğinden daha fazlasını zorlayarak, söke söke kazanacağımızı zanneder, zenginlik hayaliyle vaktimizi heder edersek elimize yine CENAB-I HAKK’IN TAKDİR ETTİĞİNDEN GAYRISI GEÇMEZ.
-Herkes Cenâb-ı Hâkk’ın rızasını, hoşnutluğunu kazanabilecek farklı imkanlara kavuşturulmuştur. Eşit bir fırsat herkes için işlemektedir. Dolayısıyla bir başkasına başka başlık altında verilen imkan üzerinden sınavı kıskanmayın. Size de farklı başlık altında bir imkan verilmiş oradan sınanıyorsunuz. Herkes kendisine verilen üzerinden Cenâb-ı Hâkk’ın hoşnutluğunu aramalıdır. Neticede kazanmak istediğimiz şey Allah’ın (cc) rızası ve O’nun bize vaad ettiği Cennet!
-“Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri iç çekerek arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah’ın lütfundan isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.” (Nisa-32)
Kimi hangi rolde, hangi imkanlarla Cenâb-ı Hâk sınıyor ise bu ilahi takdirin ederidir. Bununla barışık olmak kulun kulluğunun ilk adımıdır. Hayattaki rolümüz ile didişmemiz Cenâb-ı Hâkk’a karşı saygısızlığımızın başlangıcı olur ve bunu sürdürür isek bedbahtkardan oluruz. Kuşkusuz bazı rollerin bazı rollere üstünlükleri vardır ama her rol Allah’ın (cc) rızasını kazanmak için aynı fırsattır.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/live/1vOQq6WmtB0?si=68-v_73JC0TQmM0B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder