Kişi ya toplum sorumlulukları kaygısıyla ya da Allah için bir eylemi yerine getirir. İkisi farklıdır.
Örneğin; kırmızı ışıkta duran iki kişiyi düşünelim. Biri toplum düzeni için, trafik tıkanmaması için dursun. Bu mülahaza ile duran birinin amacı dünyevidir.
Bir başkası kırmızı ışıkta durduğunda; Allah adaleti emrediyor, durmalıyım, çünkü geçiş hakkı başkasının, adil olanı tercih etmeliyim çünkü Allah bunu emrediyor düşüncesiyle duruyor ve trafikte de Allah’ın rızasını kazanıyor.
Dışarıdan kameradan izlesek mesela, bu ikisi arasında fark yoktur, ikisi de durmuştur. Kalpler görünmez.
Şu halde biz Rabbimizin hoşnutluğunu, vaadedilen cenneti amaçlayacağız. Aksi taktirde ömrünü trafikte son derece saygılı geçirsen bile ne yazar, ahireti açısından ne anlamı var.
Örneğin "niye eşine çok dürüstsün?" dendiğinde "onu çok sevdiğim" için diyorsan, amacın eşine olan sadakatindir.
Şu halde biz Rabbimizin hoşnutluğunu, vaadedilen cenneti amaçlayacağız. Aksi taktirde ömrünü trafikte son derece saygılı geçirsen bile ne yazar, ahireti açısından ne anlamı var.
Örneğin "niye eşine çok dürüstsün?" dendiğinde "onu çok sevdiğim" için diyorsan, amacın eşine olan sadakatindir.
Ama “eşimle alakası yok, ben bunu Allah yasakladığı için yapıyorum” diyorsan bu murad ile hareket etmen Rabbinle ilişkin ile ilgilidir.
Ya da, "komşumla iyi geçinmeliyim çünkü komşu komşunun külüne muhtaçtır, bugün bana yarın ona." mülahazasıyla mı hareket ediyorsun?
Ya da, "komşumla iyi geçinmeliyim çünkü komşu komşunun külüne muhtaçtır, bugün bana yarın ona." mülahazasıyla mı hareket ediyorsun?
Burada Cenab-ı Allah’ın hoşnutluğunu kazanma amacı var mı?
Böylesi eylemler suya yazılan yazı gibidir, köpük olur gider. Dünyayla sınırlıdır, sonsuza uzanmaz, sonsuz bir gelir getirmez.
Böylesi eylemler suya yazılan yazı gibidir, köpük olur gider. Dünyayla sınırlıdır, sonsuza uzanmaz, sonsuz bir gelir getirmez.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder