Allah azze ve cellenin bizim öğrenme, anlama sürecimizde önümüze şüpheyi ilk durakta çıkarmış olması, aslında bizi “vazgeçirmek için”den ziyade, “sağlamasını”yapmamız içindir. Çünkü eğer kulun böyle bir filtrasyonu olmasaydı, o zaman kendisine hoş gelen her şeyi kabullenmeye ve kabullenince de sahiplenmeye ve öylece kalmaya mahkum olabilirdi. Buna Cenab-ı Hak müsaade etmedi. Yaratılışımızda böyle bir süreç oluşturdu. Dolayısıyla, bunu yaratılışımızla ilişkilendirince biz buna ''kötü'' demiyoruz. Çünkü yaratılışımız Cenab-ı Hakk’ın var ettiği bir şey. Cenab-ı Hakk’ın var ettiği bir şeye, onun fıtratımızda var ettiği sürecin önüne yoluna koyduğu bir şeye, kendiliğinden harekete geçen bir duruma, bizi Cenab-ı Hak yanıltmak için, huzursuz etmek için diyemeyeceğimize göre, içimizde işleyen şüpheci yanımızın; Allah azze ve cellenin bize bir kez daha meseleyi gözden geçirmemiz için, yanılmamamız için koyduğu bir süreç olarak değerlendirmek durumundayız. Diyeceksiniz; Allah böyle mi diyor? Yani bize imana davet ettiği zaman, şüphe duymamıza fırsat açıyor mu?
Ayette bize: Eğer sana indirdiklerimizden bir ‘’şek’’ içerisindeysen.. O zaman sor.. diyor. (Yunus Suresi-94)
Bekle geçer demiyor Cenab-ı Hak, öyle bir şey yok. Bekleyerek geçmez. Sor!..
Öğrenmenin yolu sormak, araştırmak, başkalarıyla paylaşmak.
Dolayısıyla şüphe duyan bir kimsenin duyduğu şüpheyi öncelikle aklamamız gerek, bunun Cenab-ı Hak tarafından insanda var olan bir mekanizma olduğunu, her duyduğunu kabullenmemesi için bir de sağlamasını yapması -ki kuşku, hiçbir zaman gerçeği reddetmek için bir araç değildir. Kuşku gerçeği pekiştirmek için bir araçtır.
İstifam doğru kullanılırsa gerçekten emin olmak için güven duymak için bir araçtır.
İnsanların anlayamadıklarına dair sorularını Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem saygıyla karşıladı. Bunları da en çok soran kim oldu biliyor musunuz? En genç ve en yakınındaki biri, çok soru sordu ve hep kuşku esaslı sorulardı bunlar. (Hz Âişe Annemiz)
Soracaksın! Sordukça öğreneceksin öğrendikçe kuşku ortadan kalkar.
Şeytan içimizde kanın dolaştığı gibi dolaşabilir, şeytana kapı aralamamak gerekir. Şüphe fitneye, kötülüğe kapı aralayabilir. Sorarak, bilgilenerek şüpheyi izale ederiz.
Gençlerle Söyleşi-15’ten Kesitler
KONU: ŞÜPHE
Bursa/31.Ocak.2020
https://www.youtube.com/live/f8HtoQo2lS0?feature=share
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder