“Meleklere, ‘Âdem’e secde edin’ demiştik; İblîs’ten başka hepsi secde ettiler. O cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı.”
(Kehf Sûresi-50 Alıntı)
Meleklere gelen bu secde emrine şeytan da muhatap oldu ve o kalabalığın içerisinde ne var ki secde etmedi. Dedi ki; ''Ben ondan daha hayırlıyım.’’ (Sad Suresi-76)
Bu, şeytanın düşmanlığının veya kıskançlığının başladığı ilk sahne, dedi ki; “Ben ondan hayırlıyım. Onu balçıktan, çamurdan kurumuş şekillenmiş bir varlık olarak yarattın, onu topraktan yarattın, bense ateştenim. Benim için ona secde etmek uygun düşmez.”
(Hicr/33 Alıntı)
Cenab-ı Hak şeytana bu yaptığının yanlış olduğunu söyledi, tıpkı bilahare yanlış yapan Hz. Adem'e yaptığının yanlış olduğunu söylemesi gibi...
Hz. Adem yaptığı yanlıştan geri döndü “Ben yanlış yaptım,kendime haksızlık ettim,Sana saygı göstermeliydim” dedi. Ama şeytan; “Hayır, Sen'in bu emrin doğru değil, ben böyle bir varlığa secde etmek durumunda değilim; Sen kendi emirini, dön, gözden geçir” dedi. Şeytanın doğumu adeta, bizim düşmanımızın ortaya çıkışı; Cenab-ı Hakk’a diklenmesi ve büyüklenmesi.
“Şu bana üstün tuttuğuna bak!” (İsrâ/62 Alıntı)
Bu öyle aşağılayıcı bir ifade ki; şu bana üstün tuttuğuna bak, ben buna mı secde edecektim! (Hicr/15 Alıntı) Topraktan, balçıktan yarattığın bir varlığa secde edecek değildim. Bu emrin doğru değil yanlış bir buyrukta bulunuyorsun diye, Allah’ın emrini şeytan refüze etti.
İşte bir kulun, Cenab-ı Hak karşısında bittiği an bu! Bizim için de aynı süreç geçerli. Cenab-ı Hak bize namazı emrediyor, kılmayınca günahkâr oluyoruz ama Cenab-ı Hak niçin kılmıyorsun diye bu konuyu bize içten içe sorunca; bunu biz kendi içimizde bir soru olarak buluyoruz:
— Niçin kılmıyorum ki?
— Aslında kılmayı çok isterim ama hayat çok karışık
— Zaman da çok dar aslında.. Ama kılanlar nasıl kılıyor?
Böyle kendimizle konuşur buluruz kendimizi. Bu mekanizmayı Cenab-ı Hak içimizde yarattı, bir perde ardından buluruz bu soruları, gündemimizde ve kendimiz cevabını veririz.
Böyle kendi kendine konuşan bir kimse de gözüküyor ki; Cenab-ı Hakk’a karşı yaptığı bu saygısızlıktan, yani emri yerine getirmemekten hoşnut değil, aslında kılabilse daha çok memnun olacak. Bu bir iyilik halidir.Bu iyilik hali olduğu sürece Allah azze ve celle o kulunu zayi etmez. Bunun için Cenab-ı Hak diyor ki;
“Allah onlarda bir hayır bilse, onlara işittirir.” (Enfal/23 Alıntı)
Bu hayır olduğu sürece Cenab-ı Hakk’ın çağrısı ona gelmeye devam eder.
Peki hayırsızlığa dönüştüğü hal nasıl? Kendi içinde...
— Ya onca namaz kılan var ama.. Ben niye kılmıyorum?
— Ya ne namaz kılacam?
— Niye kılıyoruz ki..?
— Zaten Allah var mı ki yani (?!)
— Hem varsa bile yaptığına baksın, zaten bu kadar yanlış yapıyor bana, O'na kızgınım zaten bir de namaz mı kılacağım (?!)
— Yok yok... Ben namaz falan kılmak istemiyorum
— Bu konuda nereden aklıma geldi?
—Niye böyle bir şey düşünüyorum ki? .... diye bu düşünceden uzaklaşan ve namaz kılmamayı veya Allah'ın herhangi bir emrini yerine getirmek hususunda Cenab-ı Hakk’a saygı duymuyor artık! Ve bu saygıdan uzaklaşmayı buna bağlı düşüncelerden de kurtulmayı istiyor... Bu artık kötüleşme evresi.
Cenab-ı Hak, tam da onun istediği gibi zamanla o kötüleşmeyi ona yaşatır. BU SIYRILMA HALİDİR… ALLAH’ın AYETLERİNDEN SIYRILMA HALİDİR!
Bu da şeytanın kişiyi kendisine benzetme, yani son kertede artık son vuruş ile insana yaptırmak istediği en son, ölümcül ŞOK VURUŞ. O yüzden şeytanlar, insanlara yanlış yaptırmaya hevesliler tabii ki…
Gençlerle Söyleşi-17’den Kesitler
KONU: ŞEYTAN
Bursa/14.Şubat.2020
https://www.youtube.com/live/ms4WxxMXzxY?feature=share
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder