10 Ocak 2024

Filistin Dersleri 16 (13.12.2023)

Müslümanların Yahudileşme Tehlikesi | Dost Tv | 13.12.2023


Dersten Kısa Notlar:


-Dünyayı murad edince dünyayı yaşamayı kısıtlayan, sınırlayan ne varsa kurtulacaksın ki “özgür” yaşayacaksın. O zaman ayetlerdeki buyrukları yapmamaya başlıyorlar. Sonra o eylem kayboluyor. Bir taraftan halk bunları yapmıyor, alimler de bunları onlara hatırlatmaktan imtina ediyorlar, ağızlarının tadını kaçırmayalım diye. Böylelikle din alimler ve avam arasında bir tasnife uğramış. Alimlerin kazancını ve itibarını halk veriyor. Daha fazla itibar kazanmak için bu kez halkın istediği yönde adım atıyorlar. Doğruyu söyleyen itibarsız bırakılıyor. Bu etken dinin tahrif edildiği süreci besliyor. “Halk neyi bekliyor?”


-Hangi ilahi emrin toplumda artık uygulanması kalmadıysa, çok geçmeden artık onun teorik olarak Kitap’ta ve sünnette yer alan varlığının da bir şekilde ortadan kaldırılmasına dönük çalışmalar başlayacak. 


-Yahudiler’de ayetin harflerini değiştirmek de var, kelimeleri farklı okumak da var ve sıfırdan ayet yazmak da var: “Elleriyle kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için, ‘Bu Allah’ın katındandır’ diyenlere yazıklar olsun!” (Bakara-79)

  Kur’an-ı Kerîm’in iki kapak arasında elfâzı korunaklı olduğu için müdahale zor. Fakat İslam dinine şeytanın müdahale beklentisi Kur’an-ı Kerîm üzerinden ümitsiz kalınca, bu kez sünnet üzerinden bir müdahale olmuş. Ümmet muhaddislere minnet borçlu. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellemi bu saldırıdan muhafaza etmek için büyük çaba ortaya koydular. Evet Kitap’a müdahale sözkonusu değil ama bir sözü siz Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve selleme ilişkilendirebilirseniz; yani O söylemediği halde O’na bunu nispet ederseniz aynı etkide dine zarar veriyorsunuz. O’nun risaletine yönelik bu saldırı yaşandı ama bitmedi. Tarih ilerledikçe Allah’ın Resulü adına yeni yeni ifadeler çıktı. Bu Yahudiler’deki Kitap’a müdahalenin bir benzeri gibidir. Bu cenah ve bu cephe hala açık. 

  Hadisi şerifler Kur’an-ı Kerîm’in tefsiri, yorumu olduğu için hadislerde yapılacak tahrifatlar, uydurma hadisler Kur’an-ı Kerîm’in yorumunu da dolaylı yoldan etkileyebilir. 

 

-Tarihselci anlayış ayetin kendisine dokunmuyor, o dönemdeki uygulamayı da reddetmiyor. Ama diyor ki bu ayetlerin şimdi zamanı değil çünkü bu ayetin sahaya düşen o günkü karşılığı buydu. Ama bugün daha farklı bir karşılık bulacak. Yani özde lafza dokunmuyor fakat o lafzın geçmişteki sahaya düşen örneklerini o güne endeksliyor. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellemin indirilmiş dindeki formal uygulamasını hükümsüzleştiren bir yaklaşımdır. Örneğin “Kurban evet var ama o günler içindi, zamanını tamamladı. Bugünlerde onun yerine şunu yapabiliriz.” Diyor. Bir kısmı bunu hümanizm adına yapıyor bir kısmı hayvanseverlik adına yapıyor. Bu insanların asıl sebebi dünyayı yaşamak istemeleridir. Halk dünyayı murad etmeye yönelince şeytan sonu -izm olan neler varsa getirdi. İşbirlikçi “ulema” ise halkın rızasına uygun olarak hareket etti. Kollektif bir anlayış ile dini etkisiz hale getirmek istediler. “Din ve Kitap bir tarafta dursun” 


-Soru: Yahudilerin Allah (cc) hakkındaki kötü zanlarına benzer yanlışlıklara düşmemek için nelere dikkat etmeliyiz?

  Dünyanın murad edilmesiyle başlayan bir süreç Cenâb-ı Hak hakkında zanları bozmaya başlıyor. Cenâb-ı Hakk’ın dine yerleştirdiği esasları da örseliyor. Yani bir yandan Allah azze ve celleye karşı güvensizliği getiriyor, bir yandan da Cenâb-ı Hakk’ın vadetmediği hurafe üzerinden belli beklentileri doğuruyor. 

  Onların ardından kitaba vâris olan ve ‘Nasıl olsa bağışlanacağız’ diyerek şu dünyanın geçici menfaatine sarılan bir kuşak geldi. (Ne zaman) önlerine bu gibi menfaatler çıksa hemen sarılırlar. Bunlardan, Allah hakkında gerçek olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kitabın öngördüğü bir söz alınmamış mıydı? Üstelik onlar kitaptakini de okuyup öğrenmişlerdi.” (Araf-169)

  Ne yapmamız gerekir? Cenâb-ı Hakk’a kulak vermemiz lazım. O bizden ne bekliyor, hayatı nasıl yarattı, sürecin nasıl tamamlanacağına dair bize ne tür bilgiler verdi, Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem gibi hayatı nasıl yaşarız? 

  İman edenlerin, Allah’ı anmak ve vahyedilen gerçeği düşünmekten dolayı kalplerinin heyecanla ürperme zamanı gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilmiş ve üzerlerinden uzun zaman geçip kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu yoldan çıkmışlardır.” (Hadid-16)


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/Xmw1wcpXsKA?si=aWtuak-lflHe-U14

Hiç yorum yok: