07 Ocak 2024

Filistin Dersleri 12 (30.11.2023)

Kur’an-ı Kerîm’de Yahudiler ve Kudüs | Ereğli Müftülüğü Zonguldak | 30.11.2023


Seminerden Kısa Notlar:


-Yeryüzü coğrafyasının önemli dönemlerinden birinde sanki Kur’an-ı Kerîm’in bize kıssasını önden haber verdiği; yaşanacakları maziden tutup geleceğe doğru tek tek anlattığı ve kendimizi de bu anlatılanların içerisinde bir yerde bulduğumuz günler yaşıyoruz. Bu, hiç bir Kitap için böyle değil. Ancak Kur’an-ı Kerîm için böyle. 


-“İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın.” (Maide-82)

 Kur’an-ı Kerîm bize Yahudilerin en büyük düşmanlığını haber vermiş, o günler gelmiş biz de içinde yaşıyoruz, en büyük adavetlerini, fesatlıklarını görüyoruz. Bomba yağdırıyorlar, lime lime ediyorlar. Müşrikler de tam da Cenâb-ı Hakk’ın haber verdiği gibi onların yanındalar. 


-Hz. İbrahim Yahudilerin de atası Arapların da atası. İnsanlığın önderi. Dünyadaki esas meselelerin onun üzerinden aktığı; sadece yaşarken değil öldükten sonra da soyu üzerinden devam ettiği bir şahsiyetten bahsediyoruz.. Cenâb-ı Hakk’ın kendisini beğendiği ve onu sıkı bir biçimde imtihan ettiği Hz.İbrahim. O bu sınavları tastamam verdi:

Vaktiyle rabbi İbrâhim’i bazı sözlerle sınayıp da İbrâhim onları eksiksiz yerine getirince, ‘Ben seni insanlara imam yapacağım’ buyurmuştu. İbrâhim, ‘soyumdan da’ deyince rabbi, ‘Vaadim zalimleri kapsamaz’ buyurdu.” (Bakara-124)


-Hz.İbrahim yufka yürekli biri. Hem üst soyuna hem alt soyuna karşı çok merhametli biri. Allah düşmanı babasına “Ben Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim.” Diyor. Kur’an-ı Kerîm’de zürriyeti için nice duası var. 


-Allah’ın dostluğu soy ile zürriyet ile olan bir şey değil; Allah’ın dostluğu O’na kullukla, teslimiyetle, bağlılıkla, iradeyle, sevgiyle olan bir şey! 


-Allah azze ve cellenin gayb ilmi asla şaşmaz. Kur’an-ı Kerîm’de onlarla kıyamete kadar iç içe olacağımızı söyledi. 14 asır geçti; dünkü Medine’de ne kadar iç içe sıkıntılar yaşıyorduysak bugün global dünyada yine iç içeyiz, yine aynı sıkıntıları yaşıyoruz. İşte Kur’an-ı Kerîm böyle bir Kitap; sana yaşadığını da yaşayacağını da söylüyor. 


-Biz Hz.İbrahim’e Yahudilerden evlayız. Biz Hz.Musa’ya onlardan evlayız. Biz Hz.Meryem’in oğlu Hz.Mesih’e onlardan evlayız. Çünkü onların Allah azze ve celleden getirdiği mesajı yaşıyor, dünyayla paylaşıyor ve bunu tertemiz tutmaya çalışıyoruz. 

 “Atanız İbrâhim’in dinine uyun.” (Hac-78)


-“İbrâhim de bu dini (İslam’ı) oğullarına vasiyet etti: ‘Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti; öyleyse yalnız O’na teslim olmuş müminler olarak can verin!’” (Bakara-132)


  Biz Hz.İbrahim’in durduğu yerdeyiz, bizi çağırdığı yerdeyiz. O’ndan taraftayız. Soyu İsrailoğulları’ndan ise de inancı bizim inancımız. Biz onun peşine düştük. Yahudilerin soy üzerinden kendilerini özel sanması beyhudedir. 


-Adamların Allah’tan korkusu yok. Bütün muratları dünyaya dönmüş. Para uğruna biri birini satıyor. Allah’a teslimiyet yok. Önemli olan yer mi toprak mı, Allah’a teslimiyet mi? Bunu gösteremediler! 


-“Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır.” (Sebe-13)


-Biz hepimiz BİR’dik beraberdir, hepimiz Osmanlı’ydık hepimiz bir devlet idik. Ortak bir kaderimiz vardı ortak bir güvenliğimiz esenliğimiz vardı. Her şeyden önemlisi izzetimiz, onurumuz vardı. Ne yaptık da parça parça olduk?! Sekülerleştik.. Darmadağınık olduk. Dün bizim sancağımızın dalgalandığı coğrafyalarda küçücük küçücük devletçikler çıktı. Birliğimiz kaybolunca Allah azze ve celle bizi düşmanlarımızın eliyle tokatladı. Sykes-Picot Antlaşması bizim haritamızın masaya açılıp, cetvellerle çizilerek özbeöz topraklarımızın paylaşıldığı antlaşma. 


(Dinleyici Notu: Sykes-Picot Antlaşması, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya İmparatorluğu ve Fransa arasında yapılan, daha sonra Rusya'nın da katıldığı Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır.)


 Ne ettik de BİZ dağıldık? Allah BİZ’e zilleti neden yaşattı? Kim o BİZ derseniz; Çanakkale’ye gidip baktığımızda göreceğimiz oradaki Gazzeli, oradaki Maraşlı, oradaki Erzurumlu, Antepli, Ankaralı, Halepli, Hicazlı, oradaki Trablusgarplı ; BİZ dediğimiz!


-Senin istiklalin öyle genlerinden filan gelmiyor hayır! Senin inancından geliyor. O yüzden “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal.” 


-“Mûsâ kavmine dedi ki: ‘Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki arz Allah’ındır. O, kullarından dilediğini oraya hâkim kılar; (güzel) sonuç, takvâ sahiplerinindir.’” (Araf-128)


-Biz akidesi ve inancının, kelime-i Tevhid’in Hz.Adem aleyhisselâmdan Hz.Muhammed Mustafa’ya (sallâllâhu aleyhi ve sellem) kadar geldiği hak dinin müntesipleriyiz. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/sDJvDppXTv0?si=s8mYvgPLcFqzP1SH

Hiç yorum yok: