İttihad-ı İslam Nedir, Nasıl Gerçekleşir? | Dost TV | 17.4.2024
Dersten Kısa Notlar:
-Müslümanların birliktelik ruhunun altını asıl oyan şey; ahiret muştusuna tutunmaktansa dünya kazanımını elde etmek ve dünyayı paylaşmak. Böyle olunca da çatışmalar çoğalıyor. İslam insanlarda özde yeterince karşılık bulmayınca, doğal olarak herkes bir tarafından çekiştirmeye, herkes bu dünyadan daha fazla elde etmeye çalışıyor.
-Müslümanlar olarak çok ortak paydamız var (Kıblemiz, ibadetlerimiz, ezanımız, Kitabımız) Biz bu müşterek şeyleri değerlendirerek değil de bizi birbirimizi düşürecek şeyleri öne alıyorsak burada başka bir gaye vardır. İnsanlar ne zaman birbirine düşerler? Dünya sevgisi. Hedef birliğimizi kaybettiğimizde birbirimize düşeriz. Hepimiz ahireti murad edenler olabilsek o zaman Cenâb-ı Hak bize toplumsal birlik veriyor.
-İslam’ın istediği Mü’minlerin birlikteliği. Bu farklı siyasi modellerle yapılabilir; sekreterya olur, birleşmiş milletler tarzı bir yapılanma olur… Yeter ki bir araya gelebilsinler, düşmana karşı beraber ortak tavır getirebilsinler. Bunun illa bir şahıs temelinde olması gerekmiyor.
-Çoğu İslam ülkesi yöneticisi toplumun iradesini yansıtmıyor. Haricen başlarına getirilmiş kimseler olarak gözüküyor. Bunlar kendi milli iradelerini yönetimlerinde sergileyemiyorlar. Neden derseniz kanımca Cenâb-ı Hak nasip etmiyor çünkü buna layık değiller. Onlar da dünyayı murad eden bireysel yaklaşımlar üzere oldukları için, Cenâb-ı Hak da başlarına dünyayı murad eden bir başka zalimi getiriyor. Bu Cenâb-ı Hakk’ın kuralı.
Tabandaki insanlar Cenâb-ı Hakk’a saygıyı gösterecek ki, Allah azze ve celle de onların başlarına kendilerinden birini getirsin, izzetlerini geri versin.
-Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Siz nasıl olursanız sizin idarecileriniz de öyle olur. (Siz) nasılsanız öyle idare edilirsiniz” (Keşfü'l- Hafa, 2:311)
-Şu halimizle “bir” olabilmemiz mümkün mü? Sözde inancımız, beklentimiz.. Dinin bize vaadettiklerini içselleştiremeyişimiz.. Namazı formalite olarak yapan belli sayıda kimsecikler namazlarından gafil durumdalar. Düşmanı, kafiri beğenen onlara öykünen, onların giyim kuşam tarzına, yemesine içmesine modasına özenti duyan bir genel görünümümüz var. Böylesine bir görünümde bizim Cenâb-ı Hak’tan yana İslam adı altına bir birlik ruhuyla bir araya gelmemiz mümkün mü?
-Ehli sünnette zaten birlik sözkonusu. Buradaki ayrılık bunu içselleştirmede, sahiplenmede, hayata aksettirmede.
-Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” (Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6. Ayrıca bk. Buhârî, Cizye 1, Meğâzî 12; Tirmizî, Kıyamet 28; İbni Mâce, Fiten 18)
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder