01 Nisan 2024

ATEİZM

ATEİZM | Dost Tv | 22.6.2022


Dersten Kısa Notlar:


-Varlık var. Şu halde bu varlık nasıl var oldu? Varlığımızın ne anlamı var?


-Ateistler varlık hep vardı derler. Hem yaratanı,hem fıtratı,hem vahiyi reddederler. Müstekbir yaşayarak özgürlüğü isterler. 


-Ateizm diyor ki bizler yeteneklerimizle, kapasitemizle bir insan olarak görünenin ötesini tespit edemiyoruz. Dolayısıyla tespit etmediğimiz şeye haklı olarak yok diyoruz. 


-Biz Mü’minler bütün içtenliğimizle Var Eden Kudretin gücüne tanık olduğumuz için iman ediyoruz. Ateistlerin iddiası ise şu: “Siz atalarınızdan gelen alışkanlığı yürütüyorsunuz, bir inanç şartlanması içindesiniz. Bu ortamın da bir değeri olduğu için bunu sahiplenip ortamın menfaatini yaşayabilmek için yapıyorsunuz. Yoksa sizin de kanıtınız yok, inanarak içtenlikle bunu yaptığınız söylenemez.” 

  Bizlerin iddiası ise: “Ben bunu içimde buluyorum. Akleden yanımda görüyorum buna tanık oluyorum. Tanık olduğum için bu gerçeği haykırıyorum ve bu uğurda hayatımı yaşıyorum ve yeri geliyor bu uğurda ölüyorum.”


-“Sonsuzluktan geldik. İlla bir var edeni olması gerekmiyor. Var edeni ben göremiyorum. Karanlık,kör bir süreç plansız,programsız ilerliyor. Tesadüflerden peydahlanan bir sistemdeyiz.” Ateistler bu görüşlere sığınıyorlar. Buna bir kimse inanabilir mi? Yani yaradanın var ettiği bu fıtrat ile samimiyetimizi koruyarak evet olur, bu doğrudur diyebilir mi?

Asla fıtratımız bu koca yalanı kabul etmez. Ama bu yalan üzerine sonu -izm ile biten bir çok şeyin üzerine düşebiliriz. Kalbimiz bu şekilde uyuşur gider (içkiyle,uyuşturucuyla, sefahatla, eğlenceyle vs) ve mutmain olmaz. Kalbimizi yaratan O ve kalpler ancak O’nu anarak mutmain olur. 


-Ateistlerin geleceğe dair ufukları yoktur, hayatının sonunu kabul etmezler. Sahibini yok sayarlar. Anlamsızlığı esas alırlar. Bu insan için büyük bir acı aslında. Acıyı tamamen üzerimize yıkmak gibi bir şey. Onlar da bizi acıdan kaçmak için böyle bir afyonla kendimizi kandırdığımızı sanabilirler. “Siz de bu acıdan, bu gerçeği kabullenmekten kaçtığınız için hayata bir sahip tanıtıp o sahipten bir ümit oluşturuyorsunuz” diyebilirler. Hayır, biz isteğimize uygun bir kılıf uyduruyor değiliz hayatın kendisi zaten var. Ve Var Eden zaten hayat var olduğu için var. Dolayısıyla biz isteğimize uygun bir kılıf uyduruyor değiliz. Varlığın kendisinden Var Ediciye zaten ulaştık. Sonra varlıkta okuduklarımızı, anlam arayışını gelen vahiy ile mutabakatını ve eşleşmesini gördük. Yani Yaratan Kudretin bizi niçin ve nasıl yarattığına dair anlamı Kendisinden dinledik. Ve akleden kalbimiz bununla mutmain oldu. O andan itibaren yol 2’ye ayrılıyor. Ya dürüstlükle hareket edersin kalbini olduğu gibi dışarıya vurmak. Ya da yalancılıkla kalbini bastırıp dışa farklı şeyler sunmak. Sonu izm ile biten bir dünya alternatifler bunlar. 

  

-Bizdeki iman güvenden ve kalbin mutmain olmasından, akledip gerçeğe tanıklıktan başlayan bir yolculuk. Hayatı yaratıp yaşatanın Allah azze ve celle olduğu bilinci uyanıklığın zirve noktası. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/KnyFs2TdVD0?si=Ry07rfhSIWVu7jBB

Hiç yorum yok: