Cennet… Orası herkesin hikayesinin çok güzel olduğu bir yer. Akletmeyi yaşamış, Cenâb-ı Hâkk’a karşı gönüllü olarak saygılı kalabilmek için kararlılık göstermiş, gösterme çabasında olmuş kimselerin bulunduğu bir yer. Bu kararlılığına sahip çıkarak Cenâb-ı Hâkk’ın katında iyilerden olmaya elverir bir duruma gelmiş kimseler.. Hak etmiş kelimesini kullanmıyoruz. Çünkü hiç bir zaman cennet hak edilebilir bir şey değildir. Neden derseniz; çünkü bir insanın yaratılmış hali Cenâb-ı Hâkk’ın eseridir. Sizin, sizi yaratmış birine zaten saygısız davranmanız hakkınız değil. Cenâb-ı Hâk ile aramızdaki ilişkide biz hiç bir sermaye koymadık. Bize lütfettiği hayat, bütünüyle O’na ait. O zaman kuralları da bütünüyle O’na ait. Cenâb-ı Hâkk’a saygılı yaşayarak hayatımızı bitirdik isek ne âlâ, ne güzel.
Peki üstüne gelen o muazzam, sonsuz cennet dediğimiz karşılık nedir? İşte o lütuf, ihsan! Dünyadaki iyi davranışları “bahanesiyle” Cenâb-ı Hâkk’ın kuluna verdiği bir karşılık.
Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler
KONU: UYANIŞ
Bursa/13.Aralık.2019
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder