Dersten Kısa Notlar:
-‘Hani Rabbin Âdemoğullarına: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuştu. Onlar da: “Evet, şâhitlik ederiz ki sen bizim Rabbimizsin” demişlerdi. Böyle yaptık ki kıyâmet günü: “Doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz.’ (Araf-172)
-Kişi öğrenene öğrene Yaratıcısını bilmeye çalışır ki insanlar hiçbir şey bilmezler olarak dünyaya geldiler.
-Kişi hangi batıl dinde veya ortamda olursa olsun, Hakk’ın arayışına yöneldi mi Cenab-ı Hakk ona hakkı ulaştırır. Yok değilse peygamber evinde de olsa kişi hakka ulaşamaz.
-Fıtrat, Hakk’ı aramaya programlıdır. Ama kişiler kendilerine zulmeder de gördüğü haktan uzak durur da küfürde kalmada ısrar ederlerse Allah Azze ve Celle kalplerini eğriltir.
-İnsan uzun zaman batıla inad ederek o tarafta olursa iradesiyle kalbini karartır.
-Üzerinde herhangi bir baskı (itiraf etme zorunluluğu) yok iken, kendini özgür hissettiği iyi zamanlarda hakkı itiraf etmeyenlerin baskı/zorluk anında itiraf etmelerinin hiçbir faydası/anlamı yoktur.
-Allah (cc) bu hayatta kişilere fıtratıyla vardığı sonuç neyse onu savunması için hakkı bildirdi. Bu yüzden imanı bilebilmenin, Yaratıcıyı bulabilmenin yolu ne önceyi hatırlamak ne de çevresindeki ataları ile ilgilidir.
-Hakk’a ulaşmaya yeter bir potansiyelde bir fıtrat ile dünyaya gönderildik. Ne dünyaya gelmezden öncesini hatırlamamak ne içinde bulunduğumuz aile, coğrafya ve şartlar buna engeldir. İrade temelli bir fırsat eşitliği söz konusudur.
-Herkes Hakk’ı kendi fıtratıyla; gören gözleriyle, işitmesiyle, akleden kalbiyle bulabilir.
-Haberimiz yoktu dersek diye Rabbimiz bizden söz aldı. Demek ki dünyada Rabbimiz yok diyenlerin hepsi bilerek inkâr ettiği için bu sözü söylemektedir.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
https://www.youtube.com/live/sG0F2f-Y9Pw?si=P5YYcdO18c-f_nJu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder