Rabbimizden bize verilen veya verilmeyenlerin hepsi sınamak içindir. Onları ödül veya ceza olarak görmeyeceğiz.
Kişi her durumda sınanır. Rabbi ona ikramda bulunursa, nimetler verirse “Rabbim bana çok değer veriyor” der. Olaya, “Cenab-ı Hak beni sınıyor, elime bu imkanları veriyor bende sorumluluk doğuyor. Ben de bunların sorumluluğuyla O’na karşı kulluğumu icra etmeliyim” şeklinde bakıp, sınanıyorum diyeceğine, kendisinin ödüllendirildiğini okur. Kendisine çok değer verildiğini düşünüyor, yine kendisinden biliyor. “Ben çok iyiyim ki Allah bana bunları veriyor.” diyor.
Bu doğru bir okuma biçimi değil. Cenab-ı Hak diyor ki iyilikle de sınasak yanlış okumayı başarıyor, kötülükle de sınasak yanlış okumayı başarıyor.
Bu, hep benmerkezci okuyan, Allah azze ve celleyi kendi hizmetkarı sanan bakış açısına dönüşebilir. Bu çok tehlikeli bir şey. “Ben iyiyim ki Allah da bana iyilikte bulunuyor. Yaptıklarım doğru ki Allah da bana böyle iyi davranıyor” diyerek kendini aklıyor. Maalesef insan bunu yapıyor.
Eğer Cenâb-ı Hâk sınamak için onun rızkını kıssa (dünyadaki asıl akış sınamak üzere) bu sefer de der ki “Allah beni aşağıladı. Değer vermiyor” İşte bu tepkilerle ziyanda olmak yerine aklederek kalbimizi kullanırsak, doğruyu yanlışı ayırt edebiliriz.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder