Haberler Kısmı 4507 | İbn-i Hibban | 14.9.2024
Dersten Kısa Notlar:
-Rasulullah (sav)"Bir kimse uykuda beni görürse o kesinlikle hakkı görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez." demiştir.
-Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (sav)'in dostları müttakilerdir.
-Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurdu: “Ehli beytim sanıyor ki bana en yakın olanlar kendileridir. Oysa bana en yakın olanlar, muttakilerdir.
-Şia anlayışı;
"Ben sizden herhangi bir ücret istemiyorum ancak akrabaya meveddet hariç."( Şura 23 )
ayetiyle ehli behti dini bakımından önder seçmeye odaklanmış bir inanç biçimidir.
-Hz. Peygamber’e (sas) yakınlık ve sevginin ölçüsü kan bağı ile değil iman bağı üzerinden muttaki olmak ile doğrudan ilişkilidir. Kişi sevdiği uğruna malını da vaktini de canı da dahil her şeyini harcar.
-Münker ve zulüm ortaya çıktığında bunları bilenler ; münkere ve zulme ön alıcı ya da düzeltici bir şekil içinde olmalılardır.Yoksa toplumun hepsine ümitsiz bir azab gelir.
-Şiddete yönelim, keskin itici tavırlar, toplumsal kutuplaşmayı besler.
Bu yüzden müslümanlar onlara bu yönde herhangi bir prim vermemelidirler.
-Yanlışa dair reaksiyonal davranışımız bugün kendimizi ifade etmeyi sağlayıp kötülüklerin yayılmasına engel olurken yarınımızı da garanti altına alır.
-Rüyasında Peygamber (sav)'i gören kimsenin bu rüyayı görmesinin sebebi, Rasulullah (sav)'in, "Bir kimse uykuda beni görürse o kesinlikle hakkı görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez," demesidir.
(İmam Buhari, Tabir, 6596 nolu hadis)
Birinci görüşe göre: Bu hâl, Rasulullah (sav)'i gören kimseler için geçerlidir.
İkinci görüşe göre: Bugün de rüyada böyle bir yüklenme vardır ve bu yüzden şeytan rüyanızda "ben" anlamında yer alamaz. Buradan hareketle, rüyanın bir bilgi kaynağı olduğu düşünülmemektedir.
-Peygamber'in Dostları Kimlerdir?
Hz. Muhammed Mustafa (sav)'in dostları, muttakilerdir ki bunlar akrabaları değildir. Hele taşkın kimselerse, peygamberin dostları olamazlar.
Muaz bin Cebel (ra), Rasulullah (sav) onu Yemen'e gönderdiğinde yola koyulurken, peygamber (sav) de onunla beraber çıktı ve ona tavsiyelerde bulunuyordu. Sözü bitince dedi ki:
"Ey Muaz! Büyük ihtimalle benimle bir daha buluşamazsın. Büyük ihtimalle kabrime gelir uğrarsın."
Bunu duyunca Muaz hıçkıra hıçkıra ağladı. Sonra Peygamber (sav), Medine'ye doğru dönüp, "Şu benim hane halkım, kendilerini bana daha yakın görüyorlar. Hâlbuki insanlar içinde bana en yakın olanlar onlar değil, muttakilerdir. Kim olurlarsa olsunlar, böyledir." dedi.
(Hadis isnadına ihtiyatla bakılmalı)
-Şia anlayışı, "Ben sizden herhangi bir ücret istemiyorum, ancak akrabaya meveddet hariç."
(Şura 23) ayetiyle Ehli Beyti dini bakımından önder seçmeye odaklanmış bir inanç biçimidir. Onlar, aynı Yahudiler gibi fazileti nesebe odaklamış kimselerdir.
Münker ve zulüm ortaya çıktığında, bunları bilenler münkere ve zulme karşı ön alıcı ya da düzeltici bir şekilde olmalıdırlar. Aksi takdirde hepsine azap gelir.
-Hz. Ebubekir (ra), "Ey iman edenler, kendinize bakın, kendinizden sorumlusunuz. Dalalete kimsenin sapması, siz doğru yolu tuttuğunuz sürece size zarar vermez." (Maide 105) ayetini okuduktan sonra, sahabelerin de içinde bulunduğu topluma, "Bu ayetin anlamını bozuyorsunuz, yanlış anlıyorsunuz," dedi ve "Hâlbuki Rasulullah (sav)'i işittim; insanlar zalimi gördükleri vakit onu engellemeye çalışmazlarsa ya da münkeri, zulmü gördükleri vakit onu düzeltmezlerse, hepsi topluca cezalandırılır. Tıpkı Ashabı Sebt'teki gibi..." dedi.
(Demek ki bananecilik çok erken dönemde ortaya çıkmaya başlamış.)
Kötülüğü yapanları da yapmayıp engel olmaya çalışmayanları da azap bulur.
-Yanlışa "yanlış" demekten uzak tutan hoşgörü biçimi, tek başına İslam'a yapılmaktadır.
-Kötüler, kötülüğü açık etmeyi hak sayarken, iyilerin iyiliği tavsiye etmesini müdahale olarak görüyorlar. Bu çifte standart!
Şiddete yönelim ve keskin itici tavırlar, toplumsal kutuplaşmayı besler. Bu yüzden Müslümanlar onlara bu yönde herhangi bir prim vermemelidir.
-Yanlışa dair reaksiyonal davranışımız, bugün kendimizi ifade etmeyi sağlayıp kötülüklerin yayılmasına engel olurken, yarınımızı da garanti altına alır.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
https://www.youtube.com/live/jwYhqTYfPr0?si=HAHPJI_7V8MzojM2
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder