Cenâb-ı Hakk’ı görmezden gelen biri başta niyetini, muradını, gayesini bozuyor ve Cenâb-ı Hakk’ın yasakladığı fiillere kendisini maruz bırakıyor. Şeytan da günahkarların, yalancıların üzerine iner. Yani şeytanın yüzü bizim öncüllerimize bağlı olarak gelişiyor. Dolayısıyla herkes şeytana aynı düzeyde maruz değil; herkes şeytanın söylediklerinden aynı düzeyde enfekte olmuyor.
“Ben şeytana bu hareket sahasını neyle açıyorum?” Yaptığım yanlış fiillerle..
Şeytana prim verirsek güçlenir, doyumu yoktur. Her selim alışkanlığımız, sağlıklı davranış biçimimiz ne varsa şeytan hepsini bozmayı, kirletmeyi ve onları Cenâb-ı Hak ile problemli hale getirmeye çabalıyor. Şeytanın egemenliği anca onlarla dost olanlaradır.
Şeytanın vesvese vermediği hiç kimse yok. Ama bunun etkiye dönüşmesi kişinin Cenâb-ı Hak’tan uzaklaşmasıyla ilgili. Kul Cenâb-ı Hak’tan yana iradesini korursa şeytan etkili olamaz. İçtenlikle ihlasla kulun Cenâb-ı Hakk’a bağlılığını yasaması şeytana bütün kapıları kapatıyor.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder