ENBİYA SÛRESİ
12.5.2024 tarihli dersten kısa notlar:
-Kul iyilik gelince şükreder, sıkıntı gelince sabrederse böylece her iki durumdan da kazançlı çıkar.
-Kul nasıl hastalığa yakalanırsa yakalansın şifa verecek olan Rabbinden ümidi asla kaybolmamalı. Zirâ O'nun düzeltemeyeceği hiçbir hastalık yoktur. Bu dua hâli bir bakıma Allah azze ve cellenin gücüne imandır. Hatta dua başlı başına bir ameldir.
-Kulu Cenab-ı Hakk katında kıymetlendirip öne çıkaran şey; iyi ve zengin zamanlarında da kendisini sürekli aciz ve ihtiyaçlı hissedip Rabbine dua edip sığınmasıdır.
-Kula yaşatılan sıkıntı hali, içinde dua etme fırsatını barındırır. En güzeli sıkıntıya düşmeden önce iyi günlerde iken yapılan duadır. Kötü zamanda yapılan duadan çok üstündür. Kazandıradan süreç de budur; iyi günlerde, dünyada yaşanan Muşfikûn hâli…
-Duygular ile başarı arasında doğru orantı vardır. Zirâ iyi olanlar kötü amellerini gözünün önünde tutarlar. Bu hâl iyilikleri sanki yokmuşcasına unutup Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine güvenin ta kendisi...
-Dua ibadetlerin de hayatın da meyvesidir. Dua, netice alabildiğinin en somut göstergesidir.
-Namazda okunan Fatiha bir duadır. Namaz, dua için bir vesile iken bu bilinç ile namazını kılmayan kimsenin namazı, yavan kalmış bir namazdır.
-Allah azze ve cellenin hesabı asla şaşmaz. Sınanmak üzere girdiğimiz bir süreçteyiz. En ağır yoklamalardan geçirileceksiniz. Kendinizi yarış dışında kalanların hayatlarıyla kıyaslamayın.
-Kulluğumuzun bir parçası olarak hastalığı önden satın almazsak o hâl sırasında yanlış düşüncelerin içine düşebiliriz. Şok hâli , isyan hâli gibi...
-Teslimiyetsiz kaldığımız herbir durum kalbimizi istikametten çevirebilir. Bu yüzden kul önden sağlıklı bir biçimde kendini sürece hazırlarsa Rabbimiz imtihanı dâhi kaldırabilir. Hz. İbrâhim örneğinde olduğu gibi...
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
https://www.youtube.com/live/S7SUqmd3BQA?si=xzobOK45csGuhlr7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder