“Allahım sen bütün gizemleri bilensin. Eğer bu iş benim için hayırlı ise bunu bana mukadder kıl. Olması için hangi koşullar gerekiyorsa onları bana yönlendir. Bu iş şer ise; dinim açısından, dünyam açısından, akibetim, ahiretim açısından kötü ise onu benden uzaklaştır, sav!”
Teslimiyet böyle bir şey; çok istediğimiz bir şeyin öncesinde bu duayı yapabilmek. “Hayır benim için her neredeyse ve ne ise onu senden istiyorum Allahım! Bana onu ver. Beni onunla mutlu kıl. Senden gayrı hiç bir kuvvet yok. Hepsi senin yegane kudretinde, senin kontrolünde!”
İşte bu teslimiyet duygusuyla sürekli duanızı tekrarlarsınız. Bu teslimiyet ile yaşadığınızda diyelim ki o çok istediğiniz şey olmadı; yıkılmıyorsunuz. “Ben zaten duasını yapmıştım, hayırlı değilse olmasın diye. Demek ki hayırlı değilmiş kim bilir ne çıkacaktı içinden” diyorsunuz. Cenâb-ı Hâkk’ın bilgisine olan inancınızı yaşıyorsunuz. Bu muazzam bir şey! Hatta iyi ki olmamış diye seviniyorsunuz. Ya dua etmeseydim de isteğimde ısrar etseydim. Cenâb-ı Hâk bak beni ondan kurtardı! Üzülmüyorsunuz; her iki seçenek de sevince yol açıyor.
Gençlerle Söyleşi-14’ten Kesitler
KONU: TESLİMİYET
Bursa/24.Ocak.2020
https://www.youtube.com/live/qeyqxsoPA4A?feature=share
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder