Fırsat eşitliğinin tersi ayrımcılık, iltimas. Eşit kimselerin farklı muamele görmesi, kayırılması. İltimastan yararlanır hale gelmek kişiyi fırsat eşitliğine karşı duyarsız kılabilir. Yanlış kurulmuş bir sistemin parçasıysanız, bir süre sonra onun bekçisi olabilirsiniz; dünkü mağduriyetlerinizin hatırına. Halbuki hak üstündür!
“Dünkü mağduriyetler önemli değil; yeter ki hak tecelli etsin” diyenlerin omuzunda hak tecelli eder. Yoksa çıkarları olanlar batıldan yana olabilirler.
Peki Cenâb-ı Hâk nasıl bir sistem kurmuş? İnsanlarımızın -özellikle gençlerin- çoğu dinin fırsat eşitliği barındırmadığı için bir isyan içerisinde. Hatta bir kısmı dini reddediyor.
“Bak, biz insanların kimini kiminden nasıl farklı kılmışızdır. Elbette âhiretteki dereceler ve farklılıklar daha büyük olacaktır.”
(İsra Sûresi-21)
Evet hayata baktığımızda böyle üstünlükler görürüz. Çok farklı kademelerde insanlar var. Ahiret ise üstünlükler açısından daha büyük, oradaki derecelerin araları daha açık.
Dünyadaki üstünlük toprakta eşitleniyor. Geçici yani. Buradaki farklılıklar seni rahatsız ediyorsa, bil ki ahirette de aynı farklılıklar var ve bu kez kalıcı. O zaman mesaj ne?
Mesaj: “Dünyadaki farklılıkları biz yaptık. Ama ahiretteki sizin yolculuğunuzun sonunda, yaptıklarınıza göre verilecek!” (Tevbe Sûresi-105 Alıntı)
Dolayısıyla dünyadaki ortam kodlanmış tasarlanmış iken, ahiretteki ortam bizim durumlarımıza göre karşılanmış olacak!
Gençlerle Söyleşi-16’dan Kesitler
KONU: FIRSAT EŞİTLİĞİ
Bursa/7.Şubat.2020
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder