Eğer bir insan özgürlüğüne sahip çıkıp kendince davranmaya adım atmaz ise her zaman köledir. Ya bir otoritenin kölesidir, ya bir patronun kölesidir yahut duygularının esaretindedir; üşengeçlik, tembellik, öfke, gazap, hırs, şehvet, arzu.. çok çeşitli parazit duyguların kölesidir.
Ama “BEN OLABİLMEK, VARLIĞINI HİSSEDEBİLMEK” o fark ettiği doğrular uğrunda bütün bu zincirleri kırabilmekle eşdeğer. Bunu kırabilmek hidayettir. Kişi adım attıkça Cenâb-ı Hâk ona yardım eder, onun önünü açar. Eğer öyle olmasaydı Mü’mince yaşayanlar bunu ileri götüremezlerdi.
-Esas olan iradedir. Kulun “ben doğru yolu arıyorum” diye hayatı okumaya başladığı andan itibaren yola koyulmasıdır. Cenâb-ı Hâk bilgiyi o kimseye yakın ediyor.
-Her birimiz diğerinin sınavındayız, hem kendi sınavlarımıza girip çıkıyoruz, hem de onların sınavları bize ibret mahiyetinde. Birbirimizin hayatlarını okuyarak adım atabilmek için enerjimizi toplamalıyız, daha fazla gecikemeyiz.
-Cenâb-ı Hâk baskının bizi şekillendirdiği hali (baskıyla gelen inancı ve ibadetleri) muteber saymıyor.
Gençlerle Söyleşi-9’dan Kesitler
KONU: NEYİNİZ VAR SİZİN?
Bursa/ 20.Aralık.2019
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder