Dersten Kısa Notlar:
-Kul önden Cenâb-ı Hâkk’a “salihlerden bir çocuk bahşet” deyip dua ederse o çocukta da salihlik var ise Allah tarafından hediye edillip duası kabul edilir. Kişinin salih çocuk istemesi fıtri bir duygu!
-Akrabalık bağları ile yanımızdakilerin hidayette olmasını istememiz doğal bir istek olsa da eğer onlarda hidayete liyakat yoksa her ne kadar istesek de bu durum gerçekleşmez.
-Allah azze ve cellenin emri hangi istikamette ise o şekilde yönetenler ancak önder olabilirler. Bunlar da yine hak üzere yönetip hak üzere hüküm verirler.
-Allah azze ve celle imamete layık gördüğü kişilerde vahyin nasıl uygulanıp öğretildiğini de haber verdi. Bu gösteriyor ki peygamberlere vahyin hem teorisini hem de işlerin fiiliyatını da öğretti.
-Vahyin içinde "sözden fiile geçiş nasıl oluyor" dersek bunu Allah Rasulü’nün (sav) yaptığı ile bilebiliriz. Rabbimiz rükûdan secdeye kadar kendisinin muradının nasıl olduğunu tamamen elçisine öğretti.
-İbadetin değeri ancak Allah'a has olması ile değerlidir.
-Hayatının bazı zamanlarında eşinin vs istediğini yapmak Allah azze ve cellenin ibadetteki muradı değildir. Çünkü ibadet hayatın tümünü kapsar.
-Allah'ın emir ve nehiylerine karşı yanlış tasavvurlar içinde (bazen yanlış yapmış olsak) eğer yanlışlarımıza tevbe etmeden böyle de ibadet edilir diyerek ibadet etsek bu Allah'a ortak koşmaktır.
-Şeytanın muradı Allah'a ibadetin has kılınmamasıdır. Dolayısıyla kulluk konusunda kamusal alan gibi sebeplerle Allah'a halislikten beri olanlar kesinlikle ziyan edenlerdendir.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/live/l-nvGxmImqE?si=A5noCGD9GK9AX4YA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder