31 Ağustos 2023

“İnsanı Biz Yarattık”

  “Biz onlara hem dış dünyada hem de kendi iç âlemlerinde âyetlerimizi illa ki göstereceğiz.”

(Fussilet Sûresi-53) 

  Cenâb-ı Hâkk’ın iletişimine hem dıştan dışa açığız; hem de içten içe açığız. O bize içten de dıştan da düşündürüp fark ettiriyor, anlamamızı sağlıyor. Bizden ayrı bir Kudret’in, içimizi tanzim etmiş, yaratmış ve işleten olduğunu düşünmek bize zor gelebilir. Ama gerçek budur. 


“İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz.” 

(Kâf Sûresi-16)

  Allah azze ve cellenin bizim sinirsel, zihinsel ve diğer tüm sistemlerimize her türlü erişimi var. Ve sana her türlü seslenir. Dolayısıyla birilerini uyandırmamış olması, öylece uykuda bırakması gibi bir şey söz konusu değildir. 


Gençlerle Söyleşi-9’dan Kesitler

KONU: NEYİNİZ VAR SİZİN?

Bursa/20.Aralık.2019

https://youtu.be/5daWZSp28kw


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Hayatı Cenâb-ı Hâk Yönetiyor

  Allah azze ve celle bizi sınayacak, direnmeliyiz. Bu hayatın kurgusu bu. 

Cenâb-ı Hâkk’a karşı güvenimizi kaybetmemeliyiz. Hayatı O’nun yönettiği bilincinden kopmamalıyız. 

Koşullar kendiliğinden gelişiyor sanmaya başladığımızda, seküler düşünce zihnimizin tam ortasına oturmuş demektir. 

  Allah azze ve celleyi denklemin dışına çıkardığın andan itibaren sen cumhuriyetini kuruyorsun, kendi seküler dünyanı oluşturuyorsun. Hayatı Allah azze ve celle yönetiyor, bu bilinçten kopmayın! Her yaşadığımız tecrübe bizim bu bilince tutunmamız içindir. Farkındalığa, bilince sahip çıkmak gıdaya, suya sahip çıkmak kadar önemli. Çünkü o bizim sonsuza açılacak hayatımızın ta kendisi. 

Ben aklettiğim bir düşünceyi paylaşmalıyım, hayatımda kalıcı kılmalıyım asla kaybetmemeliyim” diyen kimseler bilincini koruyor


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/ 13.Aralık.2019

https://youtu.be/vfW_eKeidUk

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Farkındalığımızın Değeri

  Kâfirin psikolojisi yok saymaya odaklı olduğundan; hatırlatıcı her faktörden kaçar. O sorumluluğun uyanıp kendisini rahatsız etmesine karşı tedbir almak zorundadır. 

  İnanın bana, Mü’minlerin ve saygılı yaşamda bulunanların hayatları daha rahat. Çünkü bir istikamete girip, artık o yolu benimseyip, onun gerekliliği ile Cenâb-ı Hâkk’a saygılı bir yolculuk ediyor. Öteki ise dip köşe kaçan bir fare gibi! Dünyada kaçak yaşamak gibi bir şey, kâfir olmak. Bu daha zor olanı! Kendi içinde sürekli bir hesaplaşma ve kendini sürekli kötü hisseden, hayatı meçhule adamak isteyen, kendisini uykuya vermek isteyen! Dolayısıyla bu kesimin alkolü sevmesi, sık sık içip gevşeme isteğine daha yatkın olması boşuna değil. Çünkü sorumluluğu bastırıyor. Sorumluluğu bastırdıkça da rahatlatıyor. Bilincin, uyanıklığın insana rahatsızlık vermesi, kötüye alamet bir şey. 

  Farkındalığımızın değerini gördüğümüzde sahip çıkarak onu kalıcı kılabiliriz kendimizde.Yoksa kaybolacak, velev ki mucizeler olsa bile. 


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019

https://youtu.be/vfW_eKeidUk


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Bize Lütfedilen Hayat

  Cennet… Orası herkesin hikayesinin çok güzel olduğu bir yer. Akletmeyi yaşamış, Cenâb-ı Hâkk’a karşı gönüllü olarak saygılı kalabilmek için kararlılık göstermiş, gösterme çabasında olmuş kimselerin bulunduğu bir yer. Bu kararlılığına sahip çıkarak Cenâb-ı Hâkk’ın katında iyilerden olmaya elverir bir duruma gelmiş kimseler.. Hak etmiş kelimesini kullanmıyoruz. Çünkü hiç bir zaman cennet hak edilebilir bir şey değildir. Neden derseniz; çünkü bir insanın yaratılmış hali Cenâb-ı Hâkk’ın eseridir. Sizin, sizi yaratmış birine zaten saygısız davranmanız hakkınız değil. Cenâb-ı Hâk ile aramızdaki ilişkide biz hiç bir sermaye koymadık. Bize lütfettiği hayat, bütünüyle O’na ait. O zaman kuralları da bütünüyle O’na ait. Cenâb-ı Hâkk’a saygılı yaşayarak hayatımızı bitirdik isek ne âlâ, ne güzel. 

  Peki üstüne gelen o muazzam, sonsuz cennet dediğimiz karşılık nedir? İşte o lütuf, ihsan! Dünyadaki iyi davranışları “bahanesiyle” Cenâb-ı Hâkk’ın kuluna verdiği bir karşılık. 


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019

https://youtu.be/vfW_eKeidUk


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

30 Ağustos 2023

Kalıcı Bir Kararlılık

  Sadece “iman ettik” demek değil, iman ettikten sonra saygılı bir yaşamı ve farkındalığı sürdürebilmek esas. Yoksa bir kere başardın diye hemen öteki tarafa alınıp bravo sana denilmiyor. Bunun kalıcı bir kararlılığa dönüşmesi lazım. 

  Kul bir kere yanlış yapmakla Cenâb-ı Hâk onu alıp cehenneme koymaz. Peki ne zaman koyar; “Helak olanlar da net bir kanıta dayalı olarak helak olsunlar; hayat bulacak olanlar da net bir kanıta dayalı olarak hayat bulsunlar.” (Enfal Sûresi-42)


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019

https://youtu.be/vfW_eKeidUk


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Uyanış

  Allah azze ve celle bize hakikati öğretti, bunun farkındalığını yaşattı. Akletmeyi, basireti, kulağı, gözleri verdi; belli ki bizden bir şey istiyor. Uyanıklık, zindelik hali..

  Farkına vardığımızda korumamız, çoğaltmamız gereken bir şey. Öğrendiklerimizin hakkını vermez isek geri alınıyor. (Uykuya karşı tedbir almazsanız uyku bastırıp sizi sizden alır) 


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019


https://youtu.be/vfW_eKeidUk

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Allah Küfre Razı Olmaz

  “Allah kulunun küfrüne razı olmaz.” (Zümer Sûresi-7)

  Neden? Çünkü Cenâb-ı Hâk bizim iyiliğimize olan tarafta olduğunu söyledi. Ben size karşı Rahman ve Rahim olmak istiyorum dedi. Bize verdiği nimetlere bakın. Onlardan bir kaçının eksik olması durumu değiştirmiyor. Sonucu bizim tavrımız belirleyecek. 


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019

https://youtu.be/vfW_eKeidUk


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Şuur Çabayı Gerektiriyor

  Fark etmek yetmez, farkına vardığımız şeylerin şuurunu devam ettirmek gerek. Sürdürebilirlik esastır. Bu şuur hali bir çabayı gerektiriyor. Aksi taktirde kirlenme yaşarız. 

 Allah azze ve celle insana farkındalığı tekrar tekrar yaşatır. Ama bu sınırsız değildir. Bir süreden sonra o farkındalık, o uyanma hissi, eğer hakkı verilmez ise, gereği yapılmaz ise, tedbir alınmaz ise kaybolacaktır! 


Gençlerle Söyleşi-8’den Kesitler

KONU: UYANIŞ

Bursa/13.Aralık.2019


https://youtu.be/vfW_eKeidUk

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Asıl Körelen Kalplerdir

  KALBİMİZ!!! 

O bizim en değerli varlığımız. Sonsuza açılan yanımız. Sonsuz Kudret’i tanıyabilen, Sonsuz Kudret’in büyüklüğünü kestirebilen bir organ. 

Küçücük ama sonsuz kapasitede. 

Cenâb-ı Hâk diyor ki kalp akletmezse katılaşmaya başlar. Taştan daha beter olur. Rabbimiz diyor ki; “Gözler körleşmez, asıl körelen göğüslerdeki kalplerdir.” Bu sünnetullahtır; yani Allah’ın bu sünneti her şey için neredeyse geçerlidir. Cenâb-ı Hâkk’ın verdiği hangi nimeti kullanmaya görün, bir zaman sonra körelir. Yani Rabbimiz kullanmadığımız nimeti geri alıyor. 


Gençlerle Söyleşi-7’den Kesitler

KONU: KALBE DOĞAN AKIL

Bursa/ 6.Aralık.2019

https://www.youtube.com/live/a4Cs_37iW-Y?feature=share


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

29 Ağustos 2023

Kalbe Doğan Akıl

 “Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki akleden kalpleri olsun?” (Hac Sûresi-46)


  Demek ki kalbin akledebilmesi için gezip dolaşması lazım. Gezip dolaşınca kişinin bilgisi artıyor, daha fazla gözlem yapabiliyor. Daha fazla insanlarla temas kurup bilgiyi içine alabiliyor, işitebiliyor. 

  Ayeti kerîme akletme fonksiyonunu kalbe yüklemiş. Beyin evet muazzam bir işlemci, içeride yığınla işlemler yapıldığı doğru. Tıp bilimi açısından da kalbin akletme fonksiyonuna dair bir bilgi yok. Ama Allah azze ve celle bunu kalbe yüklemiş! 

  Bugüne kadar Kur’an-ı Kerîm ile bilim arasında kaldığımız süreçte, hep bilimi tercih ettik. Halbuki bilim diyor ki ben bulguları oluşturdukça belli yargılara varıyorum. Ama bulguları artırdıkça da yargılarımı değiştirebiliyorum. Dolayısıyla her aşamada model kuruyorum. 

  Allah azze ve celle Kur’an-ı Kerîm’de çok fazla ayette akletmekle ve kalple alakalı bu yolculuğumuzu bize anlatıyor. Ama biz hala “bir saniye” diyoruz “kalbimiz mi aklediyor? Biz onu beynimiz zannediyorduk!” 


  Öyle gezer dolaşır, fotoğraf çekersen bu akletme değil. Akletme içeri aldığın bilgiyi kalbinle manaya dönüştürme işidir. Gezip dolaştığımız yerdeki olayları gözümüzde kulağımızda bırakırsak kalbe indirmezsek bilgiyi sadece beynin etrafında tutmuş oluruz. Asıl manaya ulaşamamış oluruz. O yüzden KALBE DOĞAN AKIL gibi bir başlık seçtik. Kalp ile aklı yanyana zikretmek için. 


Gençlerle Söyleşi-7’den Kesitler

KONU: KALBE DOĞAN AKIL

Bursa/6.Aralık.2019

https://www.youtube.com/live/a4Cs_37iW-Y?feature=share


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Ölüm Merceğini Takalım

  Bize tanınan sürenin irademizi yaşamak için tanındığını hep ıskalıyoruz. 


  Hayatı okumayı, 

hayatta oyalanmaya tercih et!


  Eğer miyopiden (yakına odaklılık) kurtulmak için gözümüzün önüne bir mercek takmak istiyorsak ölüm merceğini takalım. 

  Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellemin öğüdü; 
“Ağızların tadını kaçıran ölümü, çokça hatırlayın." (Tirmizi 2307)


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

Babam Rabbini Beni Sevdiğinden Daha Çok Sever!

  Bütün varlığının Allah azze ve celleden geldiğini bilip, hepsini iradesiyle O’na sunan: “Ya Rabbi, senin adına yaşıyorum ve senin için ölmeyi diliyorum. Hayattaki her şeyimi, elime verdiğin her imkanı Seni memnun edecek şekilde kullanmayı diliyorum. Böyle bir karar aldım. Bundan sonra seni ikinci plana atmayacağım.” 

  Bu kararı alıp da artık eline geçen gücü, malı, mülkü O’nu hoşnut edecek şekilde harcayan kimse; çevresinde anne babası, patronu veya diğer kişiler aksi atraksiyonlar yapsa

bile (-ki Cenâb-ı Hâk böyle dizayn etmiştir, bizi birbirimize sınav kılıyor) “Hayır ben Rabbimi sizi sevdiğimden daha çok seviyorum!” der. 

  Yani çocuğunuz bilecek ki benim babam Rabbini benden daha çok sever! Eğer ben babama Rabbimizin hoşnut olmadığı bir teklifle gidersem beni kırar! Çocuğumuz bizi böyle tanımış olmalı. 
Çocuğumuz kırmızı çizgimizi bilirse o zaman doğru yerdeyiz. Ama yok babam beni kıramaz, ben ona söylersem bana böyle bir düğün yapar. Evet günah münah biraz söylenir ama beni kıramaz, diyor ise; biz yanlış bir durumdayız demektir. İrademizi Cenâb-ı Hâk adına kullanmayı, akledecek bir farkındalığı henüz hayatımıza oturtamamışız demektir.  


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

Yönelmek ve Teslimiyet

  Yönelmek ve teslimiyet irade temelli kavramlardır. Şimdi ipiniz kendi elinizdeyken kendiniz Cenâb-ı Hâkk’a yönelin.
 “
Ya Rabbi, bundan sonra sen ne dersen onu yapmaya çalışacağım.” 
İşte bu, irademizi O’nun emrine vermek. Bunun adı TESLİMİYET!Zirvesini Hz İbrahim aleyhisselâm yaşadı. Kur’an-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hâk İbrahim aleyhisselâmı teslimiyetin doruğunda tarif ediyor. Onu her ne ile sınadıysak hepsini tastamam yerine getirdi, diyor. Ve İbrahim aleyhisselâm’ı bize imam yaptı. 


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

Miyopi İlleti

  Gencimizle yaşlımızla öyle bir “MİYOPİ” ile illetli durumdayız ki. Yani yakını net görüp uzağı flu görmek. 

Ama bu miyopi aşılamayacak bir şey değil. Biraz akletme mesaisi gerektiriyor. Allah azze ve celle insana bunu vermiş. Ölümü yakın edip, tesirini hayata sağlamaya ihtiyaç var. 


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

Ecel Saati Niçin Gizli?

  Cenâb-ı Hâk ecelin saatini gizli tutuyor, niçin? Her çabalayan kimse, çabaladığının karşılığını alsın diye. 

Şu anda ecel vaktimizin belli olmayışı, her şeyi irademizle yapabilme imkanını bize sunuyor. Evet ihtiyarladıkça, takatten düştükçe bir baskı oluşuyor bu doğru, ama bu baskı unsurunu yenecek çok devasa hırsımız var. Adamın mesela saçları bembeyaz, eli ayağı buruşmuş,  içinde kaynayan hırs var, hala ölümü o kadar uzakta görüyor ki! Demek ki bu baskılayıcı unsurlar sadece akleden kimselerde sonuca dönüşüyor. Siz aklederek, farkındalığınızı çoğaltarak sonuca dönüştürürseniz iradenizi baskılamış olmuyorsunuz; çünkü onu da irade ile yapıyorsunuz. Halbuki bu düşünceleri kafanızdan kovalayıp düşünmek istemeyebilirdiniz. Hatırlatan kimselerden uzak durabilirdiniz. İnsanların çoğu bunu yapıyor. Dolayısıyla uzak görmemiz aslında irademizi besliyor. 


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

28 Ağustos 2023

Ahiretin Hayatımıza Tesiri

  Bizim yakına olan odaklılığımız bir alışkanlık. Cenâb-ı Hâk diyor ki; acele olanı, yakında olanı seviyorlar. Ötede olanı (ahireti) bir tarafa atıyorlar. 
Mesela cehennem korkusuyla Cenâb-ı Hâkk’ın sevmediği bir alışkanlığı terk etmeye yaklaşmıyoruz. Kararlarımızda bunun tesiri olmuyor? Yani red mi ediyoruz? Red etmiyoruz, ahiret var mı deseler çoğu insan reddetmez, var der. Peki ahiretin varlığının hayatımıza bir tesiri var mı? 


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share

Yakına Odaklılık

  Başta ölüm olmak üzere, başımıza gelmesi muhtemel musibetler, insanın kendisinden uzak tutmaya çalıştığı şeylerdir. 

  Yakına odaklı bir hayat algımız var. Hem mekan, hem zaman itibariyle uzağa karşı miyop kalıyoruz, kör kalıyoruz. Bir mesele uzakta ise Allah azze ve celle diyor ki; siz uzak sayıyorsunuz biz onu yakın görüyoruz. 


Prof. Dr. Halis AYDEMİR

Gençlerle Söyleşi-6’dan Kesitler

KONU: MİYOPİ-YAKINA ODAKLILIK
Bursa/29.Kasım.2019


https://www.youtube.com/live/rJGExg6QxEs?feature=share