Allah azze ve celle bize aklederek istikamet bulmamız için kalplerimizi verdi. Biz kalplerimizle ne kadar çok bilgi ile buluşursak insanın kalbi doğru bilgi üretebilir. Ama bunun bir şartı var; önce veri toplaması lazım. Veri toplamadan doğru bilgi oluşturması, muhakeme yapması, mukayese yapması ve doğru sonuca gitmesi söz konusu değil.
O yüzden insanlar iki türlü;
Birincisi, hakikatin arayışı içerisinde olanlar:öBunlar veri toplamaya kendilerini kapatmazlar çünkü topladıkları verilerle doğru bilgi oluşturabileceklerini bilirler. Doğru bilgi onların duyguları ile çatışsa da, yani rahatsız edici olsa da, veri toplamaya devam ederler. ‘’Hak ediyor.. Doğru bilgi, hak ediyor bunu!.. Duygularımla eşleşmese bile!’’ der.
Diğer tipte insanlar; Onlar “cehalet mutluluktur’’ diyenler. Onlar baktılar ki, veri geldikçe doğru bilgi üretiyor, ‘’benim kalbim de önüme koyuyor ve bu beni rahatsız ediyor. O zaman kalbimin bana oluşturduğu bu rahatsız edici sorumluluk doğuran süreci girişinden keseyim. Ne yapayım? Veri girişini kapatayım!’’ Veri girişini kapatınca, baktı ki mutlu! Cehalet mutluluktur.. Artık ezandan bile rahatsız olan veya yüce Yaratıcı’ya, Sahib’e karşı, mutlak Mevla’ya karşı sorumluluklarını tetikleyecek, uyandıracak ne varsa bundan uzak kalmayı, bundan kaçmayı kendisine bir yaşam tarzı olarak benimsemeye başladı. Bu hayatı farkındalıktan uzak yaşamak için kişinin ‘özellikle’ anesteziye kendisini bırakması gibi bir şey.
Gençlerle Söyleşi-4
KONU: ANLAM’A YOLCULUK
(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 25.Ekim.2019 tarihli söyleşiden kesitler)
https://www.youtube.com/live/B_tFudszf0s?feature=share
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder