18 Ekim 2024

Batı Hayranlığımız!

   Eğer İslam ümmeti Cenâb-ı Hakk’ın emrettiği biçimde yaşasaydı, düşmanlarının gerçek düşmanlıklarını görecekti. Halbuki biz düne kadar Batı’yı dostumuz görüyorduk. Çoklarımız onların iyiliklerini anlatmaktan bitiremiyordu. Batı’nın o fasid egemen güçlerinden bahsediyorum; o özgür yürekli ve Müslüman olmaya namzet iyilerini kastetmiyorum. 

   Biz eğer dünyanın gerçeğini okuyan biri olsaydık; burayı güllük gülistanlık yaşanacak bir yer değil de ahiretin kazanıldığı ve Müslümanlara küffarın her halükarda düşmanlık edeceğini bildiğimiz -Yaradan’ın haber vermesiyle biliyoruz- bir yer olarak doğru okusaydık, o zaman bizim buna uygun hayatımız olurdu. Buna uygun yöneticilerimiz olurdu. Buna uygun toplumsal süreçlerimiz, buna uygun hazırlıklarımız olurdu. Teknoloji üretirdik, silah, askeri mühimmat üretirdik. Atalarımız gibi düşünürdük, su uyur düşman uyumaz derdik. Biz öyle yapmadık! Düşman, düşman bile değil; düşman aslında iyi biriymiş dedik. Ona öykündük, ona özendik, onun gibi giymeye kuşanmaya özendik. Hatta Müslüman coğrafyadan sırf onların arasına katılabilmek için, sırf oradaki müreffeh hayatı elde etmek için bir batılı devletin pasaportuna özenenlerin sayısının milyonlarca olduğu bir ümmet ortalamasını yaşadığımız bir ortam var, maalesef taban (halk) böyle!


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

Hiç yorum yok: