21 Nisan 2024

Dost Tv (1.2.2023)

Kur’an-ı Kerîm’e Göre Hidayet ve Dalalet Nedir? Kimin Elindedir? 1 | Dost TV | 1.2.2023


Dersten Kısa Notlar: 


-Hidayet ne kadar istikamet üzere bulunmayı ifade ediyorsa; delalet de bir o kadar şaşkınlığı, yoldan sapmayı, belirsizliği ifade ediyor. 


-Şeytan, kulla Cenâb-ı Hakk’a giden dosdoğru yola ara duraklar koyar. Yukarıdan baktığımızda bu duraklar yolu uzatmaktadır. Şeytanın araya koymak istediği alternatifleri bitmez, tüm maksadı kişiyi yolundan etmektir. 


-Delalet karanlıktır. Yön seçemezsiniz belirsizlik vardır. Bu belirsizlik tabi kişinin psikolojisine yansır. Hedefsiz, gayesiz yaşadığını fark eder. Kasvete düşer. Halbuki istikameti olan kimse her sabah amaçla uyanır. Sabah namazı kişinin bir amacı olduğu gerçeğini yansıtır. Bu gayeye tutunduğu için psikolojisi dağılmaz. 


-“Kuşkusuz sen sevdiğine hidayete erdiremezsin. Ama Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir.” (Kasas-56)

  Hidayetin Allah azze ve cellenin elinde olduğunun gerçeği vurgusu, başkalarının elinde olmadığına karşı söylenmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın istediği bir imana tutunmak O’nun elindedir. 

  “Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse; bir delik açıp yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup göğe çıkarak onlara bir mucize getirmeye gücün yetiyorsa durma, yap! Eğer Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzere toplardı.” (Enam-35)

   İnsanların hidayetini Cenâb-ı Hak hidayete tutunmak isteyenlere nasip eder. Kim yola tutunuyor kim arayış içerisinde bunu en iyi bilen Allah azze ve celledir. Bize kalsa biz sevdiğimize hidayeti dağıtırdık. Ama belki o hidayete elverişli durumda olmayabilir. O gerçekten hidayete arzu eden, hakka hak, batıla batıl demeye razı, hak uğruna fedakarlık göstermeye ipi göğüslemeye namzet biri olup olmadığını biz bilemiyoruz. Dünyada insanın eline geçebilecek en değerli şey hidayet! Kalpleri niyetleri en iyi bilen Cenâb-ı Hak’tır. 


-Akletmeyen, basireti olmayan kör kişilere, hakka kulağını kapamış sağır kişilere sen duyuramazsın! Sen ancak zikrin peşine gerçeğin peşine düşmüş kimseyi uyandırabilirsin. İ


-“Uğrumuzda çaba gösterenlere Biz kesinlikle yollarımızı göstereceğiz.” (Ankebut-69)

  Kesinlikle onlara hidayet edeceğiz. Yani onların bu arayışları, çabası boşa gitmeyecek. 


-“Hidayet nasip işidir” söylemi batıldır. Çünkü Allah azze ve cellenin ayetlerine dikkat kesilen, değer veren her kişinin hidayet olduğu gerçeği var. Okumakla öğrenmekle hidayet olunmuyor. Hidayetin en adil bir yaklaşım olarak irade temelli olmasını bekliyoruz. Herkesin gerçeği görmesini, görüp ittiba etmesini bekliyoruz. Gerçeğe rağmen görmemiş gibi duymamış gibi yapan üstünü örten kimseler var. Delalet, kişinin anlamaması değil; anladığı halde görmezden gelen kimse. Tam da bildiği kestirdiği halde üzerini örten kimse…


-Allah azze ve celle kimlere hidayeti diler, kimlere dilemez? Yoksa Cenâb-ı Hakk’ın dilemesi serbest, hikmetsiz bir dileme midir? 

  Örneğin Cenâb-ı Hak yalancılara hidayet etmez. “Yalancı ve inkâra saplanmış kimseyi Allah kesinlikle doğru yola yöneltmez.” (Zümer-3)

  Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen, gerçeğin üzerini örtmeyen karakterli kişileri Allah azze ve celle seçiyor, öylelerine hidayetini nasip ediyor. Müstekbir kişileri Cenâb-ı Hak savıyor, ayetlerinden uzak ediyor. 


-Fasıklık dediğimiz bir şey var. Müslüman ve namaz da kılıyor ama içten içe fasık biri. Dışarıdan görünen manzaranın özde ne kadar karşılık bulduğunu, kaçta kaçının hakikaten iman sahibi olduğunu biz bilemeyiz ki. Herkes tedbirini alsın. Yalandan uzak dursun. Bu yalancılık sizi fücura (taşlınlığa azgınlığa) götürür. Hayatın kumandası yalanın eline geçer. Fücur da sizi cehenneme götürür. Allah azze ve celle sadık olanları ve yalancı olanları elbette deşifre edecek. 

  

-Hidayet başlayıp biten bir şey değil; çoğalan artan bir süreç. İlk adım Cenâb-ı Hakk’ın ayetlerini tanımak. Kişi bu kadar ayeti, varlığı, Var Edeni gözardı ederse bundan sonrası gelmiyor. Kişi yaratıcı bir Kudret olduğu konusunda bir bilinç sahibi ise ama dinler konusunda ikircikli noktadayım diyorsa ona demeliyiz ki; “Sen bu ikrarını sürdürdüğün ve o Zât’tan hidayet dilediğin zaman, O sana yolu göstermeyi garanti etmiş. Sen gördüğün ayetler üzerinden Allah’ın var olduğunu ikrar ede dur ve O’nunla iletişimini sürdür. De ki ya Rabbi bana hakkı göster. Allah sana hakkı gösterecek.”

  Hidayet etkileşimli bir süreçtir. Cenâb-ı Hak her zaman kulla beraberdir. Sen O’na yönel. “Sen beni madem var ettin. Umuyorum ki Sen bana yolumu göstereceksin.”


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/EHxRlEE3VRE?si=4HcI0ynXwRP7PzgA

Hiç yorum yok: