-“Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar günaha, iftiraya düşkün olan herkese inerler (onlara kötülüğü telkin ederler). Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler, çoğu da yalancıdır.” (Şuara, 221-223)
Yalancı, iftiracı, Allah azze ve celleyi tanıyıp O’na sıkıca bağlanmak şöyle dursun; O’na iftira edip duran, kullarına iftira eden, günahlardan geri durmayan tipler şeytanla bir süre sonra etkileşime geçerler. Onlar artık kapıyı kapatırlar, kalpleri kararmış gözleri mühürlenmiştir. Bizim sınavımızda artık kötülüğe çağıran unsur olurlar.
-Cenâb-ı Hak önümüze olumlu yolu da olumsuz yolu da gerçek anlamda açmıştır. Olay tamamen irademize bakıyor. Şeytanın propagandadan gayrı üzerimizde etkisi yok. Allah azze ve celleye inanan ve güvenen kimseler üzerinde şeytanın hiç bir egemenliği yok. Onun bütün egemenliği şeytanı dost edinenleredir.
-Bazıları “insanı masiyete götüren en önemli duygu şehvettir” diyor. Ama bence en önemli duygu haset olsa gerek ki en büyük Allah düşmanının (şeytanın) haset üzerine sivrildiğini görüyoruz.
-Allah azze ve celle farklı farklı yaratıyor, başka başka yeteneklerle bizi donattığı bir hayat veriyor. Bu imkanları doğru kullandığımız takdirde aynı sonuca kavuşabilecek bir fırsatta yarattı. Burada esas ve işlevsel olan; Allah azze ve cellenin belli bir süreliğine verdiği bazı imkanları doğru kullanınca kalıcı olarak ne sağladığına bakmak lazım. Cenâb-ı Hak cinlere de insanlara da zâtına kullukla netice edebilecekleri bir süreç açtı. Hangi rolde ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım Cenâb-ı Hak dedi ki sadece iradenizin neticesine katlanıyorsunuz.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder