02 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-26

KONU: BELA


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 1.Mayıs.2020 tarihli söyleşiden kesitler) 


-Kişinin bela öncesi hazırlığı çok önemli. Bu ön hazırlıkta kişinin Cenâb-ı Hâkk’a karşı bağlılığı, sıkı iletişimi vardır. Böyle bela zamanları geldiği zaman kendisini koruması, ayağını kaydırmaması için yalvarıp yakarmışlığı kişiyi destekler. Ama kişi son derece hazırlıksız olursa, Cenâb-ı Hâk ile iletişimi zayıf olursa, ibtila zamanlarında en çok o sıkıntı çeker. 


-Bela dediğimiz sınama, tam da kişinin durumunu dışarı çıkaran bir hadisedir, MR gibi. 


-Mü’min imanının durumuna göre ibtilaya uğrar, sınamalardan geçirilir. Cenâb-ı Hâk kulda zayıf bildiği hususu onun hayatında ibtila şeklinde çıkarır. Bizim Cenâb-ı Hâkk’tan gizleyeceğimiz hiç bir şey yoktur. İyi şeyler de beladır, kötü şeyler de beladır; yeter ki Cenâb-ı Hâk o şeyler üzerinden kulu sınamayı murad etmiş olsun. 


-Elimize geçen her türlü güzelliği eğer biz kendimize dair sebepler ile açıklıyorsak o zaman Cenâb-ı Hâkk’ı göz ardı ediyoruz demektir. Eğer biz bunları etrafımızdaki birileri üzerinden açıklıyorsak, yine Cenâb-ı Hâkk’ı göz ardı ediyoruz demektir. İyi kul başına gelen iyi şeylerin hepsini Cenâb-ı Hâkk’tan bilir ve tam da sınama aracı olarak kendisine gönderildiğini ıskalamaz.


-“Yoksa kalplerinde hastalık bulunanlar, sandılar mı ki Allah onların sıkıntılarını asla açığa çıkarmayacak?” (Muhammed-29)

Malım olsa ben Allah azze ve celle uğrunda harcayamam, gibi bir düşüncede olan kimse mal mülk ile sınanmaya namzet bir aday demektir. Evladım olsa ben Allah azze ve celle yolunda onu okutamam, büyütemem, cihada gönderemem veya şuyum olsa ben onu Cenâb-ı Hâkk’ın istediği şekilde kollayıp gözetemem dediğimiz her neyse o zafiyet siyah bir leke gibi üzerimizde duruyordur, Cenâb-ı Hâkk’ın nazarında o gayet belirgindir. Koşulların değişmeyeceğini sakın aklınızdan geçirmeyin. Hesaba çekilmeden önce siz kendinizi hesaba çekin. İnsan kendi durumunun gayet iyi farkındadır. 


-Her bela illa içinde bir musibet ihtiva etmesi gerekmez. 


-Kişinin iyileşmesi, terakkisi onu daha nitelikli sınamalarla karşı karşıya getirir. Kimin dindarlığı, Cenâb-ı Hâkk’a karşı saygısı ne düzeydeyse sınaması o düzeyden gelir. (En önde gidenler peygamberler, sonra alimler, sonra salihler..) 


-Musibetlerin hepsi ancak Cenâb-ı Hâkk’ın kontrolünde, Cenâb-ı Hâkk’ın

yönetiminde gerçekleşir. 


-Bir bela içindeki musibette biz bir şey kaybedersek Cenâb-ı Hâk üzülmeyin diyor. Bu yazılmış bir sınav sorusuydu, asıl sizin açınızdan neticesi kalıcı ve belirleyici olacak. Yoksa olayın kendisi değil. Kalıcı olan şeyler kişinin amelleri. 


-“Başınıza gelen her musibet ancak ellerinizin kazandığından ötürüdür; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”

(Şûrâ Sûresi - 30)


-Kişi iyileştikçe hassasiyet oranı yükselir; daha küçük kusurlara daha büyük musibetler karşılık gelebilir. 


-Her bela aynı zamanda kişinin tercihini düzeltmesi için bir fırsattır. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/MpIBFDJGYw4?si=2k0jF1W-TwzJdbTy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder