Kehf Sûresi-28: “Rızâsını dileyerek sabah akşam rablerine dua edenlerle olmak için elinden gelen çabayı göster. Dünya hayatının çekiciliğine meylederek gözlerini onlardan çevirme! Bizi anmaktan kalbini gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme!”
Sabah akşam Cenâb-ı Hâkk’a yalvaran kimselerle beraber ol. Onlar Cenâb-ı Hâkk’ın rızasını umuyorlar.
Gözünü onlardan ayırma.
Demek ki niyeti, muradı, istikameti tutturabilmek için araçlara sarılmak lazım. Nerede bulunduğuna dikkat etmek lazım. Kimlerle hemhal olduğuna bakmak lazım.
Gider berikilerin yanına, onların malına, mülküne, servetine uzun uzun bakakalırsan bu sefer oranın etkisine girmeye başlarsın, içinde oradaki arzuların uyanması başlar.
Cenab-ı Hakk’a yalvaran, O’na kulluk eden bu insanlarla beraber olursan kendini yönetmen, istikamet üzere kalman kolaylaşır.
“Kalbini bizim zikrimizden gafil bıraktığımız bu adama itaat etme.”
Baktın Allah’ı bilmiyor. Allah’ı hatırına getirmiyor. Bütün işleri seküler. Nerede ne yiyilir, ne içilir, nasıl daha çok para kazanılır vs. 1 ay otursan kalksan bunlar konuşuluyor. Hayatı Allah’a saygılı olarak yaşamak gibi bir refleksi, bir takvası yok. İşleri eninde sonunda boşa çıkacak olan hevası peşine düşmüş bu kimseleri her çağda bulabiliyoruz, ismini vermeye gerek yok. Her çağda örneği var.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder