11 Ocak 2025

Gerçek Tevekkül Nasıl Olur?

Allah’a (cc) Tevekkül Etmek Nedir? Gerçek Tevekkül Nasıl Olur? | İnsanın Anlam Arayışı | Dost Tv | 22.5.2024


Dersten Kısa Notlar: 


-Allah azze ve celleye tevekkül edebilmek için Allah hakkında zannımızın iyi olması lazım. Yani Cenâb-ı Hak her şeyi bilen ve benim için de her şeyin iyisini isteyen Kudret dediğimiz anda Cenâb-ı Hakk’a güvenebiliriz. Yoksa tevekkülümüz sözde olur. Şeytan gelip bizi yokladığında hayır Cenâb-ı Hakk’a olan tevekkülümden vazgeçmiyorum diye kulun sebat etmesi gerekir. 


-Allah azze ve celle her şeyi bilen Kudret. Hikmetini tüm bu bildiği değişkenler üzerinden yürütüyor. Hem fertlerin kendi özellerindeki sebep-sonuç ilişkilerini ve akibetlerini adil biçimde yürütüyor, hem de toplumun kendi içerisindeki ilişkilerde bunu yönetiyor. O bakımdan bizim istediğimiz yerde istediğimiz sonuç olmadığında işin içerisinde bilmediğimiz bir şey var. Gerçekleşen şey aslında bizim için en iyisi, Yaradan bizim için en iyi olanı takdir etti. 


-Cenâb-ı Hak hayatın inişlerinde ve çıkışlarında Kendisine olan teslimiyetimizi koruyabilmemizi bekliyor ki O’na olan zannımıza nasıl zor zamanda bile bağlı kaldığımızı gösterebilelim. 


-“Allah bizim için ne yazmış ise ancak o bize ulaşır, bizim mevlâmız O’dur. Müminler sâdece Allah’a tevekkül etsinler.” (Tevbe-51)

  Bir insana tevekkül edersen, tamamiyle güvenirsen, gün gelir seni orta yerde bırakabilir çünkü o kişi de senin gibi irade sahibi ve zaafiyetleri olan birisi. Bir kulun hayatında tevekkül edeceği hiç bir kul olamaz. O yüzden Cenâb-ı Hak “Tevekkül edecekler ancak Allah’a tevekkül etsinler” dedi. 

  

-“Eğer iman ettiyseniz artık yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Yunus-85)

 Hayatınızda eğer Allah’a tevekkülü henüz beceremediyseniz imanınızda henüz yeterince bir olgunluk ve kemal söz konusu değil, orada bir problem var demektir. Siz demek ki O’nun her şeyi bilen ve gören olduğu hususunda yeterince bilinç sahibi değilsiniz, bunu sözden bilince geçirememişsiniz. Ya da Allah azze ve celle hakkında zannınız iyi değil. 


-İlahi Kudret kullarını istediği şekilde sınava sokuyor. Sen elde etmek istedikçe elde edemediğin bir halde ve için burkulmuşken “Ya Rabbi Senin takdirin buysa tabi ki en iyisi budur demektir” diyerek seni tevekkül üzere görmek isteyen Kudret. 

  “Bu iş illa olsun” diyerek dayatarak istediği şeylere kavuşma beklentisi kişiyi şeytana tav haline getiriyor. Onun hedefe kilitlendiğini görünce şeytanın işi kolaylaşır. 


-Allah azze ve celle hakkındaki zannını bozma, tevekkülünden kopma! Böyle olursa şeytan size vesvese verse de sabah akşam kafanızı şişirse de sonuç elde edemez. Ama tevekkülden vazgeçerseniz şeytam sizin sırtınıza çöker. İman edip tevekkül edenlerin üzerinde şeytanın hiç bir egemenliği yoktur. 


-Cenâb-ı Hakk’ın bizimle beraber olduğu ve her şeyi işitip gördüğü, her şeyden haberdar olduğu bilinciyle kul tevekkülü refleks haline getirir. Allah azze ve cellerin planına karışamazsın, tevekkül edersin. Batılılar bu tevekkülsüzlüğü Cenâb-ı Hakk’ın rolünü gasp etmek, artık gelişmeleri kendilerince istediği bir şekilde belirlemeyi ısrarla inatla istemek olarak yaşıyor. Hayır biz Mü’minler akışı Cenâb-ı Hakk’a bırakmışız. Ve biliyoruz ki ancak O’nun hakkımızdaki hükmü gerçekleşecek. O bizim Mevlamız. O bizim için iyi olanı ister. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/OlSeKNbBVgw?si=UiQTKk7QbI02dyoS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder