01 Aralık 2024

Â’raf 187 | 28.10.2024

Â’raf 187 | Meal 4.Ders | 28.10.2024


Dersten Kısa Notlar: 


-‎Rabbimiz, Peygamberimiz'in (sav) etrafındakilere 'Kendime yarar sağlamak ya da zarar sağlamak hususunda hiçbir şeye malik değilim.' demesini istedi. Nitekim evvel emirde kişi, yarardan ve zarardan yana herhangi bir şeye malikse bunu ilk olarak kendisine dokundurmaya çalışır, kendisi için ister. Bu, olması gereken bir şeydir. Çünkü herkesin sorumluluğu önce kendisinde başlar.


‎-Cenab-ı Hakk, ateşe karşı korunma hususunda ailemizi bile söz konusu ettiğinde, önce kendinizi ateşten koruyun dedi:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun...”(Tahrim 6)


‎-Cenab-ı Hakk, “Size kendiniz sorumluluk olarak düşer. Herkes, yarın ahireti için ne gönderdiğine dikkat etsin.” dedi. (Haşr 18)

‎Kişinin dünyadaki süreçlerden bağımsız olarak, netice itibariyle yarar ve zarar hususundaki temel sorumluluğu başta yararı kendisine sağlamaya ve zararı kendisinden def etmeye yönelik olmalıdır. Zira Cenab-ı Hakk, Peygamberimiz'e (sav), etrafındakiler savaşa katılmadığında,

‎“Allah yolunda savaş! Sen sadece kendinden sorumlusun. Müminleri (savaşa) teşvik et.” buyurdu. (Nisa 84)


‎-Rasulullah'ın (sav) konumu, başta yakınları olmak üzere ümmetinin işini bitiren bir yerde değildir. Bilakis herkes kendi sorumluluğuna sahip çıkmalıdır. Eğer bir kişi kendi sorumluluğuna sahip çıkmazsa, Rasulullah'ın (sav) ya da bir başkasının kendisini kurtaracağına dair düşünceleri kuruntu olur. ‎Bir kimse, Allah'ın (cc) razı olduğu bir hayat yaşamaya çalışırsa, o zaman başkalarının kendisi hakkındaki duaları da bir işe yarayabilir. Ama kendi sorumluluğuna sahip çıkmaz, başkalarının kendisini kurtaracağını sanırsa o zaman gaflete düşmüş olur ve Cenab-ı Hakk'a karşı mesul olur.


‎-Herkes kendi sorumluluğuna sahip çıkmalı.


-Rasulullah (sav), keyfiyet, kemiyet ve kalite itibariyle,

‎“Sizin aranızda en takvalı olanınız benim.” ‎demiş, kendisini yarar ve zarar hususunda güvende saymamıştı. Bizler de Rasulullah'a (sav) ne kadar yaklaşabilirsek ancak o kadar iyileşebiliriz. ‎Dini, Rasulullah'ın (sav) ölçü ve çerçevesinden taşırmak, bizi terakki ettirmekten öte delalet ve sapkınlığa sürükler, bizi O'na yabancılaştırır.


‎-Bir yararın ulaşması ya da bir zararın uzaklaşması ancak Allah'ın (cc) dilemesiyle olur. O'ndan başka sıkıntıyı çözen yoktur. Bu yüzden sıkıntı anında de ki: “Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa onu kendisinden başka giderecek yoktur; ve eğer sana bir hayır verirse bilesin ki O her şeye kādirdir.”

‎(Enam 17)


‎-Yeter ki sen rahat ol, işini Allah (cc) ile gör. Sana erişecek olan bir hayrı Cenab-ı Hakk dilemişse kimse onu yarı yolda koyamaz, engel olamaz. Cenab-ı Hakk dilememişse de ne kadar kapıyı çalsan, yüzünün suyunu döktüğünle kalırsın; her kapıda aşağılanırsın.


‎-Kul, kendisi gibi kullardan bir şey istedikçe değerini düşürürken, isteklerini Cenab-ı Hakk'a dile getirirse yükselir ve değerli kılınır. Zira bu hâl imanın alametidir, teslimiyetin nişanesidir. Kulluğun gereğini yapmış olur. ‎Kulun dileyip Cenab-ı Hakk'a yakarışı da O'nun ilmiyle olur. O, öncesini ve sonrasını da bilendir. Zamanın gerçekleştiği ana da Cenab-ı Hakk tanıktır.


‎Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://www.youtube.com/live/gLybiPSAm_g?si=eTZ2Lups5YSi8Ok2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder