12 Şubat 2024

Alak Sûresi 9-19

Alak Sûresi  9-19. Ayetlerin Anlamı | TRT Radyo | 26.11.2021 


Dersten Kısa Notlar:


-“Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı? Peki, düşündün mü (ey inkârcı), ya o kul doğru yolda ise? Yahut günahtan sakınmaya çağırıyorsa! Düşündün mü (ey resulüm), ya o adam hakkı inkâr ediyor, sırt çeviriyorsa! Allah’ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o? Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse mutlaka onu perçeminden çeker yakalarız! O yalancı, günahkâr perçeminden! O hemen kurultayını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız! Sakın onun isteğine uyma! Secdeye kapan ve Allah’a yakınlaş.”(Alak, 9-19)


  Ayete konu olan kul Ebu Cehil’dir. Bu ayetler birer şablon gibi. Yani her zaman yaşanabiliyor ve evrensel. Hayatı doğru okuyanlar ile hayatın içinde boğulanlar… 

  Yaradan’ı tanıyan sorumluk sahibi bir kimsenin dışa doğru vurduğu en belirgin sahne namaz sahnesi. 


-Tarih kurulalı beri en tahammülsüz olan taraf batıl olan taraftır. Yeryüzü hayatı içinde müminleri işkenceye uğratmış, onları Cenâb-ı Hakk’a saygılı yaşamaktan hep engellemeye çalışmış olan hep Firavunları, Nemrut’ları görüyoruz. Tarih batılın inanca karşı, Yaradan’la iyi ilişki kurmak isteyen iyi kullara karşı uyguladığı bu türlü zulümler ile dolu. 


-Namaz bir diğer şansa hiç zararı olmayan bir şey, yani o anda kulun etrafla sıfır ilişkisi var. Buna tahammülsüzlük ne demek? 


-Cenâb-ı Hak bu ayetlerde hiç anlamadan dinlemeden bir başkasını doğrudan ötekileştirip sonra onu reddedip engellemeye yönelen müstekbir insan prototipini önümüze koyuyor. Bu insanın ne kadar çaresiz ve anlamsız bir halde olduğunu ve dolasıyla da cebre başvurduğunu.. Çünkü eğer kendi özgüveni olsa başkasıyla iletişim kurar ve onu omuz hizasında eşit görür ve onunla ilişkisini medeni olarak geliştirir. Ama “kuralları burada ben koyarım” diyen bu müstekbirler tarih boyunca kendilerini ilah yerine koymuşlardır. 


-Batılın araçları zulüm, tuğyan, azgınlık, taşkınlık, dikte ve baskıdan ibaret. 


-Allah azze ve celle ile iyi olabilme arzusu bizdeki takvayı besliyor. O’nunla kötü olmaktan delicesine korkuyoruz. Gideceğimiz başka kapı yok. O’nun hükümdarlığından başka sığınacak yerimiz olmadığı için Cenâb-ı Hak ile iyi ilişki oluşturmak bizim açımızdan güven dolu, esenlik dolu yaşayabilmenin yegane yoludur


-Ayette Cenâb-ı Hak diyor ki eğer bile bile bu cürmünden vazgeçmezse Biz onu perçeminden çeker yakalarız. Bu çekip yakalamak kelimesi Kur’an-ı Kerîm’de sadece burada geçiyor. Çekme anlamı olduğu gibi üzerini karartma, lekeleme, gölgeleme, rengini bozma manası da var. “Yalancı alın, hatalı olan alın” Cenâb-ı Hak cürmü alna yükledi. Bu çok dikkat çekici,vücudun ayak kol bölümü değil, hatta kafanın kendisi de değil, özellikle alın bölgesine Cenâb-ı Hak yalancı ve hatalı ifadesini veriyor. 

  Öyle inanıyorum ki gün gelecek bu alın altı ön beyin lobunda, kulun Cenâb-ı Hakk’a karşı yalancılığıyla birlikte kararma belirtisi renk bozulmasına dair bir şey keşfedilecektir, buna adım gibi eminim. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın haber verdiği şeyler hep ortaya çıktı. Nitekim yalan-karar noktasının beynin bu merkezinde yoğunlaştığına dair de bilgiler var. Düşünün siz yalan üretiyorsunuz, gerçeği yok sayıyorsunuz, Yaratan’a karşı savaş içerisindesiniz. Ve bunların neredeyse tamamını frontal lobta yapıyorsunuz. Cenâb-ı Hak tam da frontal lobun bulunduğu yeri bu nitelemeler ile taa o günden ve ilk inen sûrede haber veriyor. 


-Ayette Cenâb-ı Hak “eğer vazgeçmezse” diyor. Bu şu demek eğer vazgeçerse Allah azze ve celle ona rahmetiyle dönecek. Burada Allah azze ve cellenin yine rahmetini, onu tekrar kabul etmeye hazır olduğunu görüyoruz. Bu çok dikkat çekici ve ümit vericidir. Çünkü İlahi rahmetin kullarını nasıl beklediğini anlatıyor. 


-“Şayet akletseydik şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!” (Mülk-10) 

  Bizde akletmemekle cehennem arasında bir ilişki kurulur. Halbuki dinlerde akletmenin kendisi suçtur. Yani aklediyorsanız, araştırıyorsanız, kurcalarsanız cehennmlik olursunuz çünkü inanç akletmeden kabul edilen bir şeydir. O yüzden ayette akletmeyip bile bile hakkı reddedenleri zebaniler ile tehdit ediyor. “Sen onlara uyma, sen Rabbine doğru bir yol tut, secde et, yakınlaş.” Ayetin son kelimesidir “yakınlaş” Bu, Yaratan Kudret’in kuluna çok sıcak çağrısı. 

  Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde anıdır. 


-“Oku” ile başlayan sûre “secdeyle yakınlaş” ile bitti. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

👇🏻👇🏻👇🏻

https://youtu.be/LsSwRpTUbZ4?si=dRX2jx3ufBSZIF5h


https://youtu.be/VNRro7o8-Sc?si=g__ByLySE_HdD1Ap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder