14 Kasım 2023

EnbiyâSûresi Tefsiri (30.4.2023)

Dersten Kısa Notlar:


-Akletmek ve aklettiklerimizi özgürce ifade edebilmek Allah azze ve cellenin her birimize verdiği bir emanetidir. Bunun tersi nedir? Aklettiklerimizi ve kalbimizin kendimize verdiği sonuçları, yanlış bulduğumuz sonuçları ortamdakiler tepki gösterir diye, itibarımızdan çıkarlarımızdan kayıplar yaşarız diye içimize atmak! Böylece kendimizden ödün vererek, özsaygımızı kaybederiz. Toplumun istediği adam oluruz. Toplum bunu zaten bütün üyelerinden istemektedir ve toplumun çoğu üyeleri buna uyum sağlamaktadır. Dolayısıyla orada bir kişi yok artık. Orada bir kalıp var ve o kalıba uyan milyonlarca insan var, hiç biri kendi olamıyor, hiç biri kendi gerçeğini ifade edemiyor. 


-Hz İbrahim aleyhisselâmın kıssasında Allah azze ve celle bize Hz İbrahim’in sürecini anlatarak, özellikle her bir çocuğa, her bir gence Hz İbrahim’i örnek olarak sunuyor. Sahip olduğu fıtratı doğru değerlendirmeye, hakka hak demeyi prensip edinmeye, bâtıla bâtıl demeyi prensip edinmeye, çıkar uğruna sahip olduklarını kaybetme korkusuyla haktan ödün vermemeye davet ettiği bir kıssa olarak bize anlatıyor. Hz İbrahim canını kaybetme pahasına hakkı savundu. 


-Cenâb-ı Hâkk’ın sana nasıl planlar kurduğunu sen bilemezsin! Burada başarısız kaldığını gördüğün yer aslında başka bir yerde hayal bile edemeyeceğin olağanüstü başarıya doğru seni taşıyor olabilir. Allah azze ve cellenin ilmini bilemezsin. Allah’ın senin için burada önünü kapatıp, diğer yerde önünü açtığı büyük planı olabilir. 

Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara-216)


Dolayısıyla hangi işten sonuçsuz kalırsak asla ye’se kapılmayalım. Cenâb-ı Hâk hakkında zannımızı iyi tutalım. Ve bilelim ki kime ne yaratılmışsa o kolaylaştırılır. Ama güzel sonuç (ya da başarı) öyle yola çıkar çıkmaz hemen iki adımlık yerde olmuyor; aradan yıllar geçiyor, sebat gerekiyor, vefa gerekiyor, ilahi emre boyun eğmeyi gerektiriyor, “Cenâb-ı Hâk illa ki bana da bir çıkar yol gösterecektir” diyebilmeyi gerektiriyor. Olanca azametine her gün tanık olduğumuz Cenâb-ı Hâkk’ın bizi bir yerlerde unutmayacağına, bizi çaresiz bırakmayacağına dair bir bilinç ile, iman ve Allah’a duyulan güven ile gelinen bir nokta. 


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 


https://www.youtube.com/live/od-j_YQkcmM?si=utS4aurJ8QjaqUgm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder