19 Ekim 2023

Gençlerle Söyleşi-72

KONU: KİMLİK


(Bursa/Görükle Gençlik Merkezi 

24.Eylül.2021 tarihli söyleşiden kesitler)

 

-Kimlik dediğimiz zaman, kulluk demiş oluyoruz. Kimlik sahibi isek, bizler kuluz demektir.


-“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık” (Hucurat-13)

Bu kalabalıklar içerisinde elbette her birinizin ayırt edici, ayırt edilir bir tarafı var biz bunu size sağladık. Parmak ucundaki çizgilerdeki ayrımına varıncaya kadar apayrı yarattık ki tarif edilebilesiniz. 

  Hiçbirimiz doğum tarihimizi seçmedik, hiçbirimiz rengimizi etnik aidiyetimizi, anne-babamızı, boyumuzu ve simamızı... Tüm bunlar Cenâb-ı Hakk'ın sağladığı irade dışı olarak bizde var olan şeyler. Bunlardan hiçbiri üzerinden kendimizi, diğerlerinden üstün addedemeyiz. Bunların hepsi, temyiz etmek için, ayırt edebilmek için. “Bunları Biz size sağladık” diyor Cenâb-ı Hâk, farklı farklı… Aranızda bir iletişim olsun, farklılıklarınız muhabbete yol açsın, birbirinizi tanımaktan zevk alın. Renkliliğiniz zenginliğiniz olsun... Bunlar gayri iradi, elimizde olmayan, O’nun bize bahşetmesinden ötürü bizim birer emanet olarak sahiplenmeye ve bunları korumaya çalışmakla sorumlu olduğumuz ama bunları bir başkalarına üstünlük aracı olarak kullanmamamız gerektiği unsurlar..

  Cenâb-ı Hakk'ın bahşettiği yanlarıyla hepimiz aynıyız. Çünkü ne kara, ‘kara’lığından mesul, ne ak veya beyaz olan ‘beyaz’lığından ötürü ödüllü. Ne öteki bir başka yaratılışından gelen yanıyla üstün. Bunların hepsi, Yüce Kudret’in bahşettiği, elimizde olmayan ve farklılıklarımızın hepsi de birbiriyle eşit. Bir üstünlük aracı değil. Ama irade ile oluşturduğumuz farklılıklarımızın arkasında bizim irademiz olduğu için iyilikten yana yahut kötülükten yana sergilediğimiz tarafıyla ya şahsiyetimizi değerlendiriyor, kıymetlendiriyor ya da değersiz kılmaya, küçük düşürmeye, kendimizi heder etmeye yöneliyoruz.


-Dünyada yaptıklarımız ile gerçek, kalıcı kimliğimize doğru yol alırız ve Allah azze ve cellenin katında neysek gerçekte oyuz. 

Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.” (Hucurat-13)

Yani ancak takva sahibi iseniz Allah katında en değerlisiniz.. Güzel davranışlarını Cenâb-ı Hakk'ı görürcesine işleyen ihsan sahibi kimseler, muhsin kullar, müttakîler..


-Kimlikten ve kimliğimize bağlı imkânlarımızın tamamındaki farklılıklarımız ki bunlar total de kimliğinizi oluşturuyor hepsi Cenâb-ı Hakk tarafından oluşturulmuş şeyler. Bunlar ne üstünlük için, ne alçaklık için, ne iyilik, ne de kötülük için bir alamet değil. İyiliğimiz yahut kötülüğümüz, bunlar üzerinden irade ile oluşturduğumuz tepkilerimizle ortaya çıkıyor.

  Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri iç çekerek arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var.” (Nisa-32)

Allah’ın sizi tafdil ettiği, belli üstünlüklerle ayırdığı şeyleri birbirinize temenni edip durmayın. Her birinizin sınav kitapçığı ayrı ve bunlar, sadece sizin iradenizi ortaya koymak için hazırlanmış. “Niye onun kitapçığı gıcır, niye ötekinin ki böyle?” Diye bunu dert edip durmayın. Herkes, elindeki kitapçıktaki soruya doğru cevabı verince, aynı sonuca gidebiliyor. Farklılıklarınıza takılıp kalmayın. 


-“Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl farklı kılmışızdır. Elbette âhiretteki dereceler ve farklılıklar daha büyük olacaktır.” (İsra-21)

Ahiret ise dereceleri bakımından daha büyük. Bu dünyadaki farklılıklar ne ki? Ahiretteki farklılıklar, derece farklılıkları çok daha büyük ve esas itibarıyla kalıcı bir üstünlük. Dünyadakiler geçici. Ama ahiretteki dereceleri Cenâb-ı Hakk'ın tepeden inme sağladığı, bir kimlik gibi giydirdiği şeyler değil. Herkesin dünyadan amelleriyle kazandığı şeyler. Yani herkesin bir derecesi var ama o derecesi, amelinden geliyor.

Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır.” (Enam-132)


-Kişi kendisini Allah Azze ve Celle katında hangi düzeyde değerli görmek istiyor? Burada kişinin kendi kimliğini inşa etmesi, kendi değerini ortaya koyması, nasıl bir sonuca ulaşmak istediği, ahirette nasıl bir kimlik ile gözünü açmak istediği buna bağlı olarak ve bunu oluşturmak üzere yaşıyoruz. Dolayısıyla asıl hayatımız için kimliğimizi, dünya’dan hazırlıyoruz. Cenâb-ı Hâkk’ın: “Her kişi yarın için ne hazırlamış ona baksın”(Haşr-18) dediği sürecin içerisindeyiz.


-“O gün her insan, yanında biri kendini mahşer yerine götüren, diğeri hakkında şâhitlik edecek olan iki melekle yüce divana gelecek.” (Kaf-21)

Her kişi artık öldükten sonra yanında iki melek ile götürülecek; biri taşıyacak biri de onun kimliğini tanıtacak. O tanıttığı bilgilerde ne varsa, bizim gerçek kimliğimiz, o.


Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR 

https://www.youtube.com/live/Uh-8PNTxyAA?si=KmPYi4JrNc9MfmIw

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder