ÖLÜM TEFEKKÜRÜ
(Vav Tv- Sahur Sevinci Programı
İstanbul 10.Nisan.2023)
-Cenâb-ı Hâkk önümüze öyle bir sistem koymuş ki insan keşfettikçe daha ihata etmiyor, daha sınırlı olduğunu, daha az şey bildiğini farkına varıyor. Öğrendikçe, sistemin onun bildiğinden çok daha karmaşık olduğu karşısında acze düşüyor. O sistemde bir nokta bile olmadığını, bir hiç gibi olduğunu görüyor. Böyle gittikçe kulluğu ve Var Edici’ye karşı teslimiyeti artması gerekirken, propagandacı tarafı öyle söylemiyor. Her şeyi kuşatmış durumdayız, ele geçirdik diyor. Yakında sanki ölümü bile kaldıracaklar. Böyle bir güçleri, yetenekleri yok. İlk çağlardaki insanlar İlahi hüküm karşısında nasıl sefilce ölüyorsa, siz de aynı şekilde sefilce ölüyorsunuz. Kim ölümüne engel olmuş ki? Elinizdeki telefondaki fotoğrafı büyüterek hava atmayın :)
Kul eğer gerçek nedir,hak nedir ben bunun peşindeyim dediği andan itibaren, Allah iyileri asla zayi etmez, onları bu dezenformasyona mahkum etmez.
-Yaşarken ölümü tefekkür eden insan ölüm geldiğinde şok olmaz, ölüme hazırlıklıdır. Nereden geldiyse yine oraya döneceğini bilir. Kuşbakışı olarak bu düşünce sistemini oturttu mu, o zaman hayatı parantez içi görmeye başlar ve bu kez hayattaki büyüttüklerinin hepsini bu parantez içinde ele alabilecek serinkanlılığa kavuşur; infak edebilir, insanlarla olan ilişkilerinde tutkulu, ihtiraslı, vahşileşen bir hale girmez. Bu dünyaya bir süreliğine geldik, der. Hz Peygamber (sav) bu perspektife kavuşmamız için şöyle dedi: “Dünyadan gelen geçen biri gibi, yabancısı gibi ol”
Kendini dünyanın yerlisi sanmak için ölüm tefekkürünü hiç yapmamış olmak lazım. Size hiç bir yer kalıcı değil. Geldiğiniz her yeri boşaltadururken nasıl olur da bu hayatta hep kalıcıymışçasına kararlarınızı böyle alırsınız, arzularınızı böyle kovalarsınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder