Rihle 2025 | Hidayet ve Dalalet Arasında İnsan | 1.Oturum | Konya
Dersten Kısa Notlar:
Cenâb-ı Hak dedi ki: “Andolsun ki, Biz size hakkı getirdik” (Zuhruf 78)
Hayatın içinde bilginin ve anlamın garantisi herkese verilmiş. Bazıları zannediyor ki kimi insanlar zeki oldukları için hidayete eriyorlar. Diğerleri zeki olmadıkları için meseleyi anlamıyorlar farkına varamıyorlar, doğal olarak akibetleri kararıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu yaklaşım doğru değil. Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda “Ben mevzuyu anlayamadım” gibi bir durum asla gerçekleşmez. Çünkü Cenâb-ı Hak kulunun anlamasını sağlamayı Kendisi üzerine almış.
İrade dediğimiz şey hidayet belli olduktan sonra kulun seçimiyle gerçekleşen bir şey.
Öğrendiklerimizi başkalarına anlatmak zorundayız bundan sorumluyuz. Ama biz anlatmazsak birileri İslam’dan bihaber kalıyor değil ve bilgisizlikten ötürü küfür üzere ölüp cehennemlik oluyor değil. Allah azze ve celle onlara başka vesilelerle ulaşır. Ama insanlar körlüğü hidayete tercih edebilirler. Duydukları halde anlamamış gibi yapabilirler. İnsanların farkına vardıkları halde mevzuyu anlamamış gibi davranmak gibi bir keyfiyetleri var. Anlam kalpte oluşuyor, dil ile tasdik etmek kişinin iradesine bağlı. Allah’ın (cc) varlığı birliği O’nun tek Sahibimiz olduğu kalpte oluşuyor, kalp böyle bir organ, kul buna donanımlı yaratılmış. İçimizde bu sağlam referans olmasa sahi biz nereye dayanacağız?
“Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad 28) Başka bir şeyle kalbini kandıramazsın.
İman etmemek kanıt eksikliğinden değil inattan, ısrarla yok saymaktan kaynaklanan bir şey..
Allah azze ve celle hiç bir kalbi batılla tatmin olacak şekilde yaratmamıştır.
Hfz. Prof. Dr. Halis AYDEMİR
👇🏻👇🏻👇🏻
https://youtu.be/iJB3Or_XrTQ?si=hkKl4X1ZYXs6lC72